top of page
Search
  • Writer's pictureAv.Onur Kıranşa

Finansal Kiralama Sözleşmelerinin Sona Ermesi

Updated: May 30, 2019

YAZAR :AV.ÖZER FİRUZBAY

LEASİNG SÖZLEŞMELERİNİN SONA ERMESİ


İÇİNDEKİLER

Kısaltmalar………………………………………………………………………. 2

Kaynakça………………………………………………………………………... 3

İnternet Kaynakları…………………………………………………………….. 5

1. Giriş………………………………………………………………………. 8

1.1. Finansal Kiralamanın Tanımı İle Avantajları ve Sakıncaları ……….. 8

1.2. Finansal Kiralamanın Unsurları……………………………………….. 9

1.2.1 Finansal Kiralama Şirketinin Varlığı….………………..…………….. 9

1.2.2. Finansal Kiralama Konusu Mal…………..………………………….. 10

1.2.3. Finansal Kiralama Konusu Malın Zilyedliğinin Her Türlü Faydayı Sağlamak Üzere Kiralayan Tarafça Kiracıya Bırakılması ……………………………… 11

1.2.4. Finansal Kiralama Bedeli……………………..……………………….. 13

1.2.5. Finansal Kiralama Sözleşmesinin Süresi……………………………... 14

1.2.6. Finansal Kiralama Sözleşmesinin Şekli, Tescili ve Şerhi……………… 14

2. Kiralayan İle Kiracının Hak ve Borçları……………………………….. 14

2.1. Kiralayanın Hak ve Borçları……………………………………………. 14

2.1.1. Kiralayanın Mülkiyet Hakkı……………………………………………. 14

2.1.2. Kiralayanın Malı Devretmeme Borcu………………………………….. 15

2.1.3. Kiralayanın Malı Sigorta Ettirme Borcu………………………………. 15

2.1.4. Kiralayanın Malı Kiracıya Teslim Etme Borcu……………………….. 15

2.1.5. Kiralayanın Ayıba Karşı Tekeffül Borcu………………………………. 17

2.2. Kiracının Hak ve Borçları……………………………………………….. 19

2.1.1. Kiralama Konusu Malı Kullanma ve Yararlanma Hakkı……………... 19

2.1.2. Kiracının Kiralamaya İlişkin Kiraları Ödeme Borcu…………………... 19

2.1.3. Kiracının Malı Özenle Kullanma Borcu…………………………………. 20

2.1.4. Kiracının Malın Hasar ve Ziyaıından Sorumluluğu…………………….. 21

2.1.5. Kiracının Sigorta Primlerini Ödeme Borcu………………………………… 21

2.1.6. Kiracının Malın Zilyedliğinin 3.Kişiye Devredilmemesine İlişkin Borcu…. 21

2.1.7. Kiracının Malı Geri Verme Borcu…………………………………………… 22

3. Finansal Kiralama Sözleşmesinin Sona Ermesi…………………………….. 23

3.1. Finansal Kiralama Sözleşmelerinin Kendiliğinden Sona Ermesi…………... 23

3.1.1. Sözleşme Süresinin Sona Ermesi……………………………………………… 23

3.1.2. Sözleşmenin Finansal Kiralama Şirketinin Sona Ermesi veya Tüzel Kişiliğini Kaybetmesi Sonucu Sona Ermesi…………………………………………….. 25

3.1.3. Kiracının İflası veya İcra Takibine Uğraması……………………………….. 27

3.1.3.1 Kiracının İflası………………………………………………………………… 27

3.1.3.2. Kiracının İcra Takibine Uğraması…………………………………………… 28

3.1.4. Kiracının Ölümü. Fiil Ehliyetini Kaybetmesi, Kiracı Şirketse Tüzel Kişiliğini Kaybetmesi ya da Şirketin Sona Ermesi Nedeniyle Finansal Kiralama Sözleşmesinin Sona Ermesi……………………………………………………. 30

3.1.5. Finansal Kiralama Sözleşmesinin Kendiliğinden Sona Ermesinin Sonuçları 31

4. Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshi………………………………………. 32

4.1. Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshi Nedenleri…………………………… 32

4.1.1. Finansal Kiralama Sözleşmesinin Kiracının Kira Bedelini Ödemede Temerrüde Düşmesi Nedeniyle Sona Ermesi………………………………………………... 32

4.1.2. Taraflardan Birinin Sözleşmeye Aykırı Harekette Bulunması………………. 33

4.1.3.Kiracının Kiralananı Zamanında Teslim Edilmemesi Nedeni İle Fesih Hakkı.. 34

4.2. Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshin Sonuçları…………………………… 34

5. Sonuç……………………………………………………………………………… 35

1.GİRİŞ

1.1. FİNANSAL KİRALAMANIN TANIMI İLE AVANTAJLARI VE SAKINCALARI

1930’lu yıllarda Amerika’da, 2.Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan leasing sınırlı olmak kaydı ile 1977 ‘de Türkiye’de tanınmaya başlamıştır. [1] Finansal kiralamanın 3226 sayılı kanun ile resmi olarak Türk Hukuku’na girmesi ise 26 Haziran 1985’e tekabül etmekte olup 18795 sayılı resmi gazetede yayınlanmak sureti ile bağımsız bir sözleşme olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.[2] Kiralama dönemi esasında KİT lerle başladığı kabul edilebilir. Zira 1980lerde yeni ekonomi politikası gereğince devlet yardımı ile faaliyetlerini sürdüren kamu iktisadi kurumlarının kendi yağları ile kavrulmak zorunda bırakılmaları nedeni ile KİT’lere kiralayarak işletmelerinden bazılarını daha verimli alanlarda kullanma imkanı verdiği görülmüştür. Buna örnek olarak 03/10/1985 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde Türkiye Süt Endüstrisi Genel Müdürlüğü’nün Kars Süt ve Mamulleri Fabrikası’nı kiraya vermeye kararlaştırdığına ilişkin haberi gösterebiliriz.[3] Bugün için bakıldığında Türkiye İstatistik Enstitüsü tarafından yapılan araştırmaya göre finansal kiralamanın 2007 itibarı ile ülke gelirine katkısı %1.19’dur.Bu oranı dikkate alıp diğer ülkelerle mukayese ettiğimizde iki noktaya dikkat edilmesi gerekmektedir: Bunlardan ilki 3226 sayılı kanunun işlemsel leasingi içermemesi olup ikincisi ise kamu yatırımlarında leasingin kullanımının ülkemizde son derece az olmasıdır.[4]

3226 sayılı kanunun 4.maddesi finansal kiralamayı şu şekilde tanımlamaktadır: “Sözleşme; kiralayanın, kiracının talebi ve seçimi üzerine üçüncü kişiden satın aldığı veya başka suretle temin ettiği bir malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere ve belli bir süre feshedilmemek şartı ile kira bedeli karşılığında, kiracıya bırakılmasını öngören bir sözleşmedir.” Başka bir anlatımla mülkiyet alınmaksızın sadece kullanım hakkının belirli olan bir süre ile sınırlı olarak devralınmasına olanak tanıyan bir finansman tekniğidir.[5] Bir başka anlatımla kiralayan ile kiracının imzaladıkları sözleşme ile kiracının seçmiş olduğu sözleşmeye konu malın kiralayan finansal kiralama şirketi tarafından satın alınarak kiracının kullanımına belirli kira ödemeleri mukabilinde sunulan bir finansman yöntemidir.[6]

Finansal kiralamanın kısaca avantajlarına değinecek olursak ilk olarak şirketten anlık nakit çıkışının olmamasından söz edebiliriz. Böylece firmanın öz kaynakları da korunmuş olacaktır. Bu aynı zamanda şirketi belli oranlarda enflasyona karşı da koruyucu etki yaratmaktadır. Bir başka avantajı ise finansal kiralamada harç ve damga vergisinde muaf olması yanında BSMV de ödenmemektedir. KDV yönünden ise finansal kiralama şirketi tarafından uygulanacak KDV oranı %1’dir. Nakliye ve montaj için de kiralamadan yararlanılmaktadır. Bir başka avantajı ise malın mülkiyetinin leasing şirketinde olması nedeni ile olası bir iflas durumunda leasing konusu mala el konulamayacak ve aynı zamanda masanın dışında tutulacak ve bunun sonucunda üretime devam edebilecektir.[7] Bunun yanı sıra finansal kiralama sayesinde kiracı likit kaynaklarını daha karlı yatırımlarda kullanabilmektedir.

Ülke ekonomisi açısından finansal kiralamanın yararları değerlendirildiğinde finansman maliyetlerinin düştüğü, istihdam ve gelir artışına katkıda bulunulduğu, kaynakların rasyonel kullanımını sağladığı, yabancı sermayeden yararlanıldığı, yeni teknolojilerin ithaline olanak verildiği ve kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin azaldığı görülmektedir.[8]

Her ne kadar faydaları var ise de finansal kiralamanın sakıncaları da yok değildir. Bu açıdan konuya bakarsak finansal kiralamanın kullanım serbestliğini sınırlandırdığı, taksitlerin yabancı para cinsinden belirlenmesi durumunda kur riskinin söz konusu olabileceği, kiracı yönünden malın hurda değerinden yararlanamadığı, kiralayan yönünden ise yeniden değerlemeden yararlanmasının mümkün olmaması ve sözleşme süresince finansal kiralamaya konu malın kiracı haricinde kullanılamaması sayılabilir.[9]

1.2. FİNANSAL KİRALAMANIN UNSURLARI

1.2.1.FİNANSAL KİRALAMA ŞİRKETİNİN VARLIĞI

Finansal kiralamanın unsurlarından ilk olarak bir finansal kiralama şirketinin varlığı gereklidir. 3226 sayılı kanunun 10. maddesi uyarınca : ‘Kiralayan şirketler yalnızca anonim ortaklık şeklinde kurulabilirler. (f.1) Kiralayan şirketlerin kuruluş ve bube açmaları ile yabancı şirketlerin Türkiye’de bube açması Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı nın bağlı bulunduğu Bakanlığın ön iznine bağlıdır. (f. 2) 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik kanunu hükümleri saklıdır. Kiralayan şirketler ile yabancı kiralayan şirketlerin Türkiye’deki bubeleri Hazine ve Dış Ticaret müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın denetimine tabidir. (f. 3) Ön iznin verilme şekill ve şartları ile kiralayan şirketlerin denetimine dair hükümle çıkarılacak yönetmelikte gösterilir. (f. 4) Bu kanun hükümlerine göre izin almadan kiralama faaliyetinde bulunanlar … cezalandırılırlar. Bu eylemi ika edenler tüzel kişi ise ceza bizzat faaliyette bulunanlar ve kararı vermiş olanlar hakkında uygulanır.’ Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/A maddesi uyarınca şirketlerin ana faaliyetleri dışında faaliyette bulunamayacakları hüküm altına alınmış bulunmaktadır.[10] Böylelikle bankaların finansal kiralama yapamayacağı ortaya çıkmaktadır. İlave etmekte yarar vardır ki 5582 sayılı Mortgage yasası ile birlikte finansal kiralama şirketlerinin tüketicilere kiralama yapılabileceği belirtilmiştir. Yani bu kanun doğrultusunda finansal kiralama şirketlerinin mortgage yapması faaliyet kapsamında kabul edilmiş bulunmaktadır.[11]

Buna mukabil bankaların iştirak olarak finansal kiralama şirketleri kurduğunu uygulamada görmek mümkündür. Örnek olarak Ak Finansal Kiralama A.Ş., Teb Finansal Kiralama A.Ş., Koç Finansal Kiralama A.Ş.verilebilir. Ayrıca yabancı finansal kiralama şirketlerinin gerek şube açarak gerekse şube açmaksızın yürütebilmeleri söz konusudur. Yine 3226 sayılı yasanın 8. Maddesi ile Türkiye’de şubesi olmayan finansal kiralama şirketlerinin Türkiye’de faaliyette bulunabileceği düzenlenmiştir. Ancak bunun için Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu bakanlıkça Türkiye’de şubesi olmayan finansal kiralama şirketlerinin finansal kiralama sözleşmelerinin tescil edilmesi gerekmektedir.[12]Bir başka finansal kiralamada bulunma hakkı olan kurum ise özel finans kurumlarıdır. Yalnız bunların bakanlıktan izn almaları gerekmektedir.[13] Finansal Kiralama Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyetlerine İlişkin Yönetmeliğin 11.maddesi gereğince izin almak kaydı ile yatırım ve kalkınma bankalarının da finansal kiralama faaliyetinde bulunabileceği belirtilmiştir.[14]Ancak bu husus eski yönetmelikte bulunmakta olup 10.10.2006 tarihli yeni yönetmelikte bulunmadığını özellikle vurgulanmak gerekmektedir.[15]

1.2.2.FİNANSAL KİRALAMA KONUSU MAL

FKK 5. Maddesi finansal kiralamaya ilişkin mal ile ilgili olarak şu şekilde bir düzenlemeye yer vermiştir: “Sözleşmeye taşınır veya taşınmaz mallar konu olabilir. Patent gibi fikri ve sınai haklar bu sözleşmeye konu olamazlar.” Bu bağlamda taşınır mallar (ki bunları 4721 sayılı MK’nın 762.maddesi uyarınca nitelikleri itibarıyla taşınabilen maddi şeyler ile edinmeye elverişli olan ve taşınmaz mülkiyetinin kapsamına girmeyen doğal güçler olarak kabul etmek gerekir), taşınmazlar (buna tapusuz taşınmazlar ve üst hakkı ile kaynak hakkı da tabi olup mütemmim cüzleri ve teferruatı ile tesisat ve makinler taşınmaz kapsamında kabul edilmemektedir.), gemiler ve uçaklar ve tüketim malları finansal kiralama konusu mallar olarak sayılabilir.[16] Yukarıda saymış olduklarımızdan taşınırlar yönünden belirtmek gerekir ki bu malların yatırım malları olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Şahsi ve ailevi ihtiyaçlar için temin edilen tüketim malları leasing konu olamazlar. Taşınmazlar yönünden ise yukarıda belirttiğimiz üzere bir iş yerinin makine ve teçhizatı taşınmaz kapsamında değil ise de bir işletmemenin bütünü makine ve teçhizatı ve personeli ile birlikte finansal kiralamaya konu olması mümkündür. [17]

Madalyonun öteki yüzüne baktığımızda nelerin finansal kiralamaya konu olamayacağında kanunda belirtildiği üzere fikri ve sinai haklar finansal kiralamaya konu olamazlar. Bunun yanı sıra iş gücü de finansal kiralamaya konu olamaz. FKK 15.maddesi yasaklamış olduğundan dolayı mahiyetleri gereğince zilyetlikleri 3.kişilere devredilmesi mecburi olan mallar yönünden de finansal kiralama yapılmaz. Yine kiracı tarafça finansal kiralamaya satılmış bir malın geriye kiralaması da FKK 4.maddeye aykırı olması dolayısı ile mümkün değildir.[18]

1.2.3. FİNANSAL KİRALAMA KONUSU MALIN ZİLYEDLİĞİNİN HER TÜRLÜ FAYDAYI SAĞLAMAK ÜZERE KİRALAYAN TARAFÇA KİRACIYA BIRAKILMASI

Finansal kiralama sözleşmeleri belirli bir bedel mukabilinde kullanma ve yaralanma hakkı veren sözleşmelerdir. Finansal Kiralama Kanunu’nun 4.maddesi uyarınca finansal kiralamaya konu mal üçüncü kişiden satın alınmış olabileceği gibi başak bir suretle de temin edilmesi mümkündür. Malın mülkiyeti bilindiği üzere kiralayan finansal kiralama şirketine aittir.[19] Kiracının haklarını kullanabilmesi elbette ki sözleşme konusu malın kiracıya teslimini gerektirmektedir. Bu borç kiralayanın sözleşmeden kaynaklanan en önemli borcu durumundadır. Kiralayan bu borcunu ifa etmediği müddetçe kiracının kira bedeli ödeme borcu ve diğer borçları muaccel hale gelmez. [20]Ancak taraflar FKK 9.maddesinin 2.cümlesi uyarınca sözleşmenin sona ermesinin akabinde finansal kiralamaya konu malın kiralayan tarafça satın alma hakkının olabileceği hususunu kararlaştırabilirler. Finansal kiralama sözleşmesinde kiracıya alıma ilişkin bir hak tanınması sözleşmenin bir unsuru durumunda değildir.

Tatbikatta karşılaşılmakta olan durumlardan biri de kiracının icra takibine uğramasıdır. Bu durumlarda alacaklı tarafça yukarıda anılan hükme dayanılarak malın leasingli olduğu ve dolayısı ile haczinin kabil olmadığı kiracı yanca beyan edilmektedir. Buna rağmen yapılan hacizlerin akabinde kiracı durumu kiralayana bildirmekte akabinde kiralayan tarafından finansal kiralama konusu mal üzerindeki haciz işleminin kaldırılarak takip dışı bırakılması istemi ile esas icrasının olduğu yer icra hukuk mahkemesinde dava ikame edilmektedir. Ancak Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 26/09/2006 tarih, 2006/14407E., 2006/17361E.sayılı kararında da belirtildiği üzere şikayette bulunma hakkı olanlar borçlu alacaklı ve kiralayandır. Bunun dışında da finansal kiralama konusu malın haczedilemeyeceğine ilişkin olarak birçok Yargıtay kararı mevcuttur. Bu duruma ilişkin olarak aşağıda bir örneğe yer vermeyi uygun görüyorum.

Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 06/03/2006 tarih, 2006/1573E., 2006/4334 sayılı kararı şu şekildedir: 3226 Sayılı Yasanın 19/2. maddesi gereğince "kiracı aleyhine icra yolu ile takip yapılması halinde icra memuru finansal kiralama konusu malların takibin dışında tutulmasına karar verir. İcra memurunun kararına karşı 7 gün içinde şikayet edilebilir" hükmünü getirmiştir. Somut olayda gözlendiği gibi finansal kiralama konusu olduğu iddia edilen araca 21.12.2004 tarihinde haciz uygulanmış aynı tarihte bu husus kiralayan muteriz şirkete 24.12.2004 tarihde tebliğ olunan müzekkere ile bildirilmiştir. Bu aşamadan sonra yasada belirtilen hak düşürücü süre geçirilerek 29.03.2005 tarihinde icra müdürü işlemini şikayete yasal imkan bulunmadığından istemin süre aşımından reddi gerekirken, işin esası incelenerek haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.[21]

Zilyetliğin devri yönünden ise 2006 yılında yürürlüğe giren 5582 sayılı yasadan önce FKK 15 gereğince zilyetliğin devri yasaklanmıştı. Adı geçen kanun değişikliğinde evvel uygulamada muvazaalı fesihler yapılmakta kiracının belirlediği üçüncü kişilere finansal kiralama konusu mal satılmakta idi. Kiralayanın bilgisi ve oluru dahilinde malın devri halinde, devralan iyi niyetli ise kiralayanın mülkiyet hakkını ileri sürme, malın iadesini talep etme, haciz ve iflas durumunda malın ayrılmasını talep hakkı kalmayacaktır. Buna karşın kiralayanın bilgi ve oluru olmaksızın yapılan devir durumunda ise FKK 23/2 uyarınca fesih ve FKK 25 uyarınca kiracıdan tazminat talep etme hakkı olacaktır. Bu olasılıkta kiraya veren devralan tarafa karşı tecavüzün ref’i ve menkul davaları açacak, kiracının devralana karşı sorumluluğu ise BK 96 kapsamında başlangıçtaki subjektif hukuki imkansızlıktan kaynaklı olacaktır. [22]

5582 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonucu 2006 yılından sonra ise 15.maddeye yapılan 2. ve 3. fıkralarla durum değişiklik arz etmiştir. Adı geçen 3. Fıkra şu şekildedir : ‘Konut finansmanı kapsamında yapılan finansal kiralama işlemlerinde kiracı, kiralayana bilgi vermek, diğer finansal kiralama işlemlerinde ise sözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla finansal kiralama konusu malın zilyedliğini bir başkasına devredebilir .”Ancak ALTOP söz konusu fıkraya kiralayanın iznini almak ve bunun yanı sıra kiracı tarafından zilyedliğin kime ve hangi kapsamda devredeceğinin açık bir şekilde bildirilmesine ilişkin bir ilave yapılmasının daha doğru olacağını belirtmiştir. FKK 15 .maddenin 2.fıkrası ise şu şekildedir. ‘Ancak, tüketicilerin konut edinmesine veya yatırımlara finansman sağlayan finansal kiralama işlemlerinde kiracı, kiracılık sıfatını ve/veya sözleşmeden doğan hak ve/veya yükümlülüklerini, kiralayandan yazılı izin alınması kaydıyla devredebilir. İş bu devir nedeniyle finansal kiralama sözleşmesinde yapılan kiracı değişikliği, bu Kanunun 8inci maddesi çerçevesinde tescil edilir veya şerh olunur ” Kiracılık sıfatını devretme yürürlükteki Borçlar Kanunu’nda bulunmamasına karşın Yeni Borçlar Kanunu Tasarısı’nın 204.maddesinde yer alan bir hukuk terimidir. 2. Fıkrada belirtilen uygulamayı da sözleşmenin devri olarak anlamak daha doğru olacaktır. Bu durumda sözleşmenin şekle tabi olup olmayacağı tartışma konusudur.[23] Şahsa bağlı bir hakkın mevcudiyeti söz konusu olmadığından bu sözleşmelerin devri mümkün olacaktır[24] Fikrimce bu sözleşmenin de noterde yapılması geçerlilik şartı teşkil edecektir. Ayrıca fıkrada ibare olarak yer verilen ‘tescil edilir veya şerh edilir’ ibaresi yazarlar arasında bunun geçerlilik şartı olarak öngörülüp öngörülmemesi konusunda ikiye ayrılmışlardır. Bir kısım yazarlar şerh edilmeye dair işlemlerin kurucu bir fonksiyona sahip olduğundan bahisle şerh yapılmadığı sürece finansal kiralama sözleşmesinin geçerli olmayacağını savunmuşlardır. Diğer bir kısım yazarlar ise bunun kurucu bir fonksiyona sahip olmadığını, dolayısı ile geçerlilik şartı olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürmüşlerdir. Yargıtay 2003 yılına kadar ilk görüşe paralel kararlar vermiş ancak 2003 yılından sonraki kararlarında ise 2.görüşe paralel kararlar vermiştir. Fransız Hukuku’nda da sözleşmenin geçersizliğinin şerh ve tescil olmaması durumunda söz konusu olmayacağı ancak bu taktirde iyi niyetli üçüncü kişilere karşı bir hak ileri sürülemeyeceği kabul görmüştür.[25] Kanaatimce de her ne kadar kanunda şerh ve tescil edilir ibaresi kullanılmış ise de kanunda hiçbir surette yaptırım anlamında bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu nedenle ilk görüş ve Yargıtay’ın 2003 yılı sonrası uygulamakta olduğu sistemin doğru olduğu düşüncesine katılıyorum.

1.2.4. FİNANSAL KİRALAMA BEDELİ

FKK 6.maddesi kiralama bedeli başlığı altında bedel ve ödeme dönemlerinin taraflarca belirleneceğini hüküm altına almıştır. Finansal kiralama bedelinin Türk lirası veya T.C. Merkez Bankasınca alım satımı yapılan döviz cinsinden olması mümkündür. Taraflar ödeme zamanı ile yerini de serbest iradeleri ile belirleyebilmektedirler. Tatbikatta genel itibarı ile bu ödemeye ilişkin süreler aylık olarak düzenlenmekte ise de üç aylık altı aylık ya da bir yıllık bedel üzerinden tarafların anlaşmasından kanuni bir engel bulunmamaktadır.[26] Kira parası B.K. 75 uyarınca kiralayanın ikametgahında ödenmesi gerekmesine karşın tarafların aksine bir hükme sözleşmede yer vermelerinde hukuki bir engel bulunmamaktadır.[27] Kiralama bedeli yurt dışından yapılacak finansal kiralamalarda 25.000 USDye karşılık gelen Türk Lirası’ndan az olamayacaktır.[28]

1.2.5.FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN SÜRESİ

FKK 7 gereğince finansal kiralama sözleşmeleri dört yıl feshedilemez. BDDK tarafından çıkarılan Finansal Kiralama, Factoring, ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliği’nin 21.maddesinde belirtilmiştir.[29] Buna karşın finansal kiralama sözleşmesi dört yıldan önce fesh edildiği taktirde sözleşme sona erecektir. Ancak bu durumda fesh edilen sözleşme 3226 sayılı yasa kapsamında bir sözleşme sayılmayacak ve sona erme ve hükümler bakımında 3226 sayılı FKK hükümleri işbu sözleşmeye tatbik edilmeyecektir.[30]

1.2.6.FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN ŞEKLİ, TESCİLİ VE ŞERHİ

FKK 8 uyarınca finansal kiralama sözleşmelerinin noterler tarafından düzenlenme şeklinde yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu, finansal kiralama sözleşmeleri yönünden şekil şartıdır. Aynı maddenin 2.fıkrasında ise özel sicile tescil ya da tapuya şerh verileceği hüküm altına alınmıştır. Bu bağlamda taşınırlar yönünden kiracının ikametgahı noterinde özel sicile tescil, taşınmazlar yönünden taşınmazın kayıtlı olduğu tapunun beyanlar kısmına şerh, gemiler yönünden ise gemi siciline şerh verilmesi gerekecektir. Kiralayan şirket yurt dışında ise ya da Türkiye’de şubesi olmadığı taktirde ise Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu bakanlık tescili gerçekleştirecektir.

2.KİRALAYAN İLE KİRACININ HAK VE BORÇLARI

2.1.KİRALAYANIN HAK ve BORÇLARI

2.1.1. KİRALAYANIN MÜLKİYET HAKKI

FKK 9 gereğince finansal kiralama konusu mal kiralayana aittir. Bu durum 17.maddede de vurgulanmıştır. Finansal kiralamanın ekonomik bir sonucu olarak finansal kiralamaya konu malın teminat fonksiyonu bulunmaktadır.[31]Kiralayan, kiracının ihtiyaç duyduğu bir malın alımını finanse etmektedir. Böylelikle kiracı malik olmamasına karşın ekonomik yönden malikten farksız olmaktadır. Bu durumu malın çıplak mülkiyetine sahip bulunması itibarı ile intifa hakkındaki malik gibi kabul etmek mümkündür.

Daha önce belirtmiş olduğum üzere FKK 19/1 gereğince iflas memurunun kiracının iflası durumunda derhal finansal kiralamaya konu malı iflas masasından çıkartması gerekecektir. Çıkarılmasına karar verilen malın borçluya ait olduğu yönündeki itirazların FKK 19/1 C. 2 gereğince yedi gün içerisinde icra hukuk mahkemesine yapılması gerekmektedir. İflas durumunda FKK da düzenleme olmaması durumunda İİK 228 uyarınca iflas idaresi karar vermek durumunda kalacaktı. İflas idaresinin talebin reddine ilişkin kararı üzerine kiralayan yedi gün içerisinde icra mahkemesinde istihkak davası açması gerekecekti. Yani kısaca istihkak yönünden finansal kiralama konusunda çözüm için süre kısaltılmıştır. Bu konuda icra takibi durumunda da FKK 19/2 maddede kiralayan lehine bir düzenleme getirerek icra memurunun alacaklı tarafın kabulüne bakmaksızın finansal kiralama konusu malı takip dışında tutulmasına karar verecektir. Bu karara alacaklının icra hukuk mahkemesine itiraz hakkı bulunacaktır.[32]

2.1.2.KİRALAYANIN MALI DEVRETMEME BORCU

FKK 18.maddesinin 1.fıkrası finansal kiralama konusu malın mülkiyetinin üçüncü kişiye devredilemeyeceğini düzenlemektedir. Adı geçen maddede yer alan devir yasağı mutlak nitelikte değildir. Yani taraflar aksine bir anlaşma yapabilirler.[33] Anılan maddenin 2.fıkrasında böyle bir devrin ancak bir başka finansal kiralama şirketine yapılabileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince kiralayanın sözleşmeyi finansal kiralama şirketi dışında başka bir kişi ya da kuruma devretme hakkı olmadığı açık olarak hüküm altına alınmıştır. 2.fıkranın devamında ise devralanın sözleşme ile bağlı olduğu, ayrıca devrin geçerli olabilmesi için kiracının haberdar olması gerektiği düzenlenmiştir.[34]

2.1.3KİRALAYANIN MALI SİGORTA ETTİRME BORCU

FKK 17.madde 2.fıkrası ile kiralayana kiralama konusu malı sigorta ettirmek yükümlülüğü getirmiştir. Bu bağlamda teminat açığı ikame bir değer ile bertaraf edilmeye çalışılmıştır. Bu noktada belirtmek gerekir ki sigorta primlerini ödeme külfeti kiracı üzerindendir. Ancak kiralayanın sigorta etme borcunu eda etmemesi durumunda kiracının kiralayandan bu borcu eda etmesini isteyemeyecektir. Zira malın sigorta ettirilmesi kiralayanın yararına olan bir durumdur. Malın sigorta ettirilmediği ve hasara uğradığı durumda FKK 14.maddesi gereğince kiralayanın sigorta yaptırmış olsa idi alacağı tazminat dışında kalan kiralama bedelleri ile sınırlı olarak kiracıdan talepte bulunabileceğidir.[35]

2.1.4.KİRALAYANIN MALI KİRACIYA TESLİM ETME BORCU

FKK 16.madde kiralayanın bu borcunu düzenlemektedir. Söz konusu madde ‘Malın kiralayanın malın imalatçısı veya satıcısı ile zamanında sözleşme yapmaması veya gerekli ödemeyi zamanında yerine getirmemesi veya diğer sebepler ile kiracıya teslim edilmemesi halinde Borçlar Kanunu’nun 106.maddesi hükmü uygulanır’ hükmüne amirdir. Kiralayanın malı kiracıya teslimine ilişkin borç kiralayanın temel borçlarından biridir. Kiralayan bu borcunu eda etmediği sürece finansal kiralama sözleşmesi başlamaz. Keza kiralayan bu borcunu eda etmedikçe kiracının kira ücretini ödeme borcu da muaccel olmayacaktır.[36]

Kiralayanın finansal kiralama konusu malı teslim edememesinden sorumlu olması için ödenmeme olgusu veya kira sözleşmesinin kurulmamış olmasının kiralayanın kusurundan ileri geliyor olması gerekmektedir. Kiralayanın kusurundan ileri gelmediği taktirde B.K. 106 ve devamı maddeleri uygulama alanı bulmayacaktır. Hemen burada belirtmek gerekir ki her ne kadar kanunu B.K. 106.madde ile sınırlı bir kanuni düzenlemeye yer vermiş ise de kanun koyucu ve devamı maddeleri hükmüne yer vermesi daha doğru olurdu. Bu kapsamda B.K.107 ve 108.maddeleri de anlamak doğru olacaktır. B.K. 107.maddesi mehil tayinine lüzum olmayan halleri sıralamıştır. Bunlardan ilki borçlunun borcu ifa etmeyeceğini beyan etmiş veya borçlunun uzun zaman gerektiren bir işte uzun zamandır hazırlığı olmadığı taktirde mehil tayinine gerek olmaksızın ifa yerine tazminat istemek ya da akitten dönme hakkı mevcuttur. İkinci olarak borcun ifası alacaklı için faydasız kaldığı taktirde yine B.K. 027/2 gereğince ilk fıkrada belirttiğimiz hakları borçlunun kullanma hakkı vardır.[37]Üçüncü olarak akitte borç için kesin vade kararlaştırılmış ve taraflarca borcun mutlak olarak kararlaştırılan vadede ifa edileceğinin kararlaştırılmış olduğu durumda da aynı sonuç söz konusu olacaktır.[38] B.K. 107’nin gündeme geldiği durumlarda alacaklıya sadece seçimlik haklardan sözleşmeden dönme hakkı verdiği ancak alacaklının derhal bildirmesi şartı ile diğer seçimlik haklarını kullanmasının söz konusu olduğu doktrinde kabul edilmektedir.[39]

Tatbikatta kiracı ile malın satıcısı malın teslimini gerçekleştirebilmektedir. Bu durumda malın muayenesi kiracı yanca yapılmış olmaktadır. Bunun akabinde uygun teslim protokolünü kiracı düzenleyerek kiralayana vermek durumundadır. Kanunun sistematiği karşısında aslolanın kiralayanın satıcıdan malı teslim alması ve sonrasında kiracıya teslim etmesi gerektiği kuşkusuzdur.[40]

Öte yandan finansal kiralama konusu malın ne zaman teslim edileceğinin sözleşmede kararlaştırılmış olması gereklidir. Kiralayanın istediği zaman teslim edeceğine ve sözleşmenin o anda yürürlüğe gireceği yönündeki genel işlem şartı geçerli olmayacaktır. Bu takdirde B.K. 74 doğrultusunda işin özellikleri ve dürüstlük kuralı kapsamında kiralayan tarafa satıcıdan satın alma ve akabinde kiracıya teslim için makul bir süre verilmesi gerekecektir.[41]

FKK 16 doğrultusunda malın sağlanması finansal kiralama sözleşmesinin bir koşulu olarak görünmemektedir. Ancak taraflar aralarındaki sözleşmenin geçerliliğini geciktirici koşula bağlamaları da mümkündür.[42] Bu durumda taraflardan biri şarta ilişkin olayın gerçekleşmesine dürüstlük kuralına aykırı şekilde mani olduğu takdirde şart gerçekleşmiş addolunacaktır. Şartın gerçekleşmesi B.K. 149/2 uyarınca geriye etkili olmayıp şartın gerçekleştiği andan itibaren hüküm ifade edecektir. Sözleşmenin geciktirici şarta bağlı olması durumunda yarar ve hasar da şartın gerçekleştiği anda kiracıya geçecektir.[43]

Son olarak kiralayanın satıcı ile sözleşme yapmasında veya kira parasını ödemesinde ya da kanundaki ibaresi ile diğer sebeplerle mal kiracıya teslim edilemediğinde önem arz eden nokta kiralayan finansal kiralama şirketinin kiracının malı teslim alamamasında kusuru olup olmadığıdır. Eğer bu olayda kiralayanın kusuru yok ise B.K. 117 gereği kiralayan borcundan kurtulacaktır. Buna mukabil kiralayanın kusuru olduğu durumda B.K. 96 çerçevesinde kiralayanın malın teslimini kiracıya teslimine dair borcuna aykırı etmiş olacak ve adı geçen madde kapsamında sorumlu olacaktır.[44]

2.1.5.KİRALAYANIN AYIBA KARŞI TEKEFFÜL BORCU

Finansal Kiralama konusu malın ayıplı tesliminin söz konusu olduğu durumda bunun riskine kimin katlanacağına ilişkin finansal kiralama sözleşmesinde bir hüküm bulunmamaktadır.Avrupa tatbikatında finansal kiralama şirketleri kiracıya karşı kendilerini koruyan hükümler koymaktadırlar.[45] Türkiye’de de benzer bir uygulama olduğundan söz edilebilir. Bir finansal kiralama şirketinin matbu sözleşmelerinde şu hüküm yer almaktadır: Madde 3.0:Kiralananın, kiralayanın yetki vermiş olması kaydıyla satıcıdan kiralayan adına kiracı tarafından teslim alınır. Kiralananın satıcıdan kiracı tarafından teslim alınması zilyedliğin devri anlamına gelmez. Kiralananın tesellümü ve tesisine ilişkin sorumluluklar ve masraflar ile kiralananın reddinden ve muayene ve kontrolünden, bozukluğu halinde ihbar sürelerinin geçirilmiş olması nedeni ile oluşacak zararlardan, kiralananın yükletilmesinden, nakliyesinden, boşaltılmasından, montaj ve işletilmesinden doğacak hasar ve ziyan sorumlulukları kiracıya aittir. Hasar ve ziyan halinde sigortacı tarafından karşılanan tazminat ile gerçek zarar arasındaki farkı kiralayan kira bedellerine yansıtabilir’. Madde 3.1:Kiralananın satıcı tarafından teslim edilmemesi veya geç teslim edilmesi, anlaşmada öngörülen nitelik ve şartlara uygun olarak teslim edilmemesi hallerinde tüm sorumluluklar kiracıya aittir. Bu durumlarda kiracı kira bedellerini ve sözleşmeden doğan diğer borçlarını ödemeden kaçınamaz ve geciktiremez’.[46]Yukarıda görüldüğü üzere kiralayan taraf sözleşmede finansal kiralama konusu malın anlaşmada öngörülen özelliklerde teslim edilmemiş olmasından kiracının sorumlu olacağını hüküm altına almıştır. Diğer finansal kiralama sözleşmelerinde de benzer hükümler yer almaktadır. Yargıtay 19 Hukuk Dairesi 26/11/2004 tarih, 2004/1917 E, 2004/11686 sayılın kararında FKK da ayıba karşı tekeffül ile ilgili herhangi bir düzenleme olmamasına karşın adı geçen kanunun 26.maddesinde yer alan hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu genel hükümlerinin, sözleşmeye uygun düştüğü oranda ise özel hükümlerin uygulanacağını hüküm altına aldığını belirtmiştir. Söz konusu davada leasinge konu malın 1993 model yerine 1980 model olarak kiracıya teslimi söz konusudur. Bir başka anlatımla doktrinde aliud teslim olarak bilinen satılandan başka bir malın teslim edilmesinin söz konusu olduğu iddiası mevcuttur. Böyle bir durumda Yargıtay B.K. 96 hükümlerinin uygulanacağını, aliud teslim değil de ayıplı ifanın söz konusu olması durumunda ise B.K.194 gereğince ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulanacağını belirtmiştir.[47] Yargıtay 19. Hukuk Dairesi başka bir kararında ise sözleşmeye müteakip hasar, zarar ve ziyanın kiracıya ait olduğunun; teslimde gecikme olması durumunda da kiralayanın geç teslimden sorumlu olmayacağından bahisle kiracının ikame etmiş bulunduğu davayı reddeden yerel mahkeme kararını onamıştır.[48] Alman Federal Mahkemesi ise bir kararında kiralayanın ayıba karşı tekeffül borcundan tamamen kurtulamayacağına dair karar tesis etmiştir.[49]

Sözleşmede ayıp konusunda hüküm olmadığı taktirde ise sözleşmeyen konu malı arayıp bulan ve seçen kişi kiracı olmakta, kiralayan sadece malın bedelini ödemekte ve mal hiçbir zaman için kiralayanın eylemsel etki alanına girmemektedir. Bu durumda gerek malın teslimi sırasında gerekse sözleşme süresince leasing şirketi ayıptan sorumlu tutulmayacaktır. Ancak bu durumun ciddi problemlere yol açması muhtemeldir. Bu hususu bertaraf etmek adına kiralayan leasing şirketinin kiracıya bu yönde doğacak sorunları çözmek adına vekalet vermesi ya da bu haklarını temlik etmesi önerilen bir çözümdür. Bu yönde yargıcın da M.K.1 anlamında ayıba karşı tekeffül kapsamında hakların kiracı tarafça kullanılmasını sağlayabilecektir. Bu noktada Yeni Finansal Kiralama Kanunu Tasarısı’nda 24.madde malların kiracı tarafından teslim alınması durumunda kiralayanın ayıptan sorumlu tutulamayacağı düzenlenmiş ise de kanunu sadece ayıp tabirini kullanmış olmakla açık ve gizli ayıpların hangisini ifade etmeye çalıştığı anlaşılamamaktadır.[50]

Bu noktada kiracının muayene ve ihbar külfetlerini yerine getirip getirmediği konusuna da değinmekte yarar vardır. Mal kiracıya teslim edildiğinden malı muayene edip ayıp bulunduğu taktirde ihbarı kiracı yapmaktadır. Bu durumda kiracı iç ilişkide kiralayanın vekili, dış ilişkide satıcıya karşı ise kiralayanın temsilcisi durumundadır. Tartışmalı olan husus kiracının bu borcunu ifa etmediği taktirde kiralayanın kiracıdan tazminat isteyip isteyemeyeceğidir. Kuntalp bu noktada kiralayanın kira bedellerini almaya devam etmesinden hareketle tazminatın gündeme gelmemesi gerektiğini buna karşılık teminat açığının ortaya çıkmasından dolayı ise kiralayanın tazminat isteyebileceğini belirtmiştir. Bu noktada belirtmek isterim ki bu konuya ilişkin düşüncem yazardan ayrılmaktadır. Malın maliki kiralayandır. Gelecekte malik olan kiralayanın malı sözleşmede hüküm olmadığı için geri alma ihtimali söz konusudur. Bunun dışında sözleşmede hüküm olsa dahi borçlunun kira borcunu ödemede temerrüde düşmesi, akabinde sözleşmenin fesh edilmesi ve bunun sonucunda malın kiralayanca geri alınması da ihtimal dahilindedir. Bu durumlarda kiracının T.T.K. 25/3 gereğince muayene ve ihbar külfetlerini yerine getirmemesi kiralayanın zararına yol açabilecektir. Bu nedenle teminatı göz önüne almaksızın bu noktada kiracının sözleşmede muayene ve ihbar külfetinin kendisinde olduğuna ilişkin sözleşmede hüküm olması kaydıyla sorumlu olacağı ve kiralayanın talebi halinde tazminat ödemek durumunda kalacağı fikrini savunuyorum.

2.2. KİRACININ HAK VE BORÇLARI

2.1.1.KİRAMALA KONUSU MALI KULLANMA VE YARARLANMA HAKKI

FKK 13.maddesi kiracının sözleşme süresi boyunca malın zilyedi olup maldan her çeşit faydayı elde edebileceğini düzenlemiş bulunmaktadır. Esasında tartışmalı olan bir nokta bunun bir hak mı yoksa borç mu olduğudur. Bunu daha çok bir hak olarak nitelendirmek daha doğru olacaktır[51] Buna karşılık kiracının malı kullanması ve maldan yararlanması katlanmak ta finansal kiralama şirketi adına bir borçtur. Yargıtay 19.Hukuku Dairesi 13/02/2002 tarih, 2002/494E., 2002/1090 sayılı kararında 13.madde gereği yararlanma ve kullanma hakkının kiracıda olduğunu, malikin finansal kiralama şirketi olduğunu ancak buna karşın üçüncü kişilere verilen zararlardan kiracının sorumlu olacağına hükmetmiştir.[52]

Yukarıda daha evvel açıklamış olduğumuz üzere malı satıcı doğrudan doğruya kiracıya teslim etmektedir. Bu açıdan bakıldığında kiracı zilyed, kiralayan finansal kiralama şirketi ise malik olmaktadır. Gene yukarıda açıklandığı üzere malı teslim alan kiracı olduğundan ötürü malın muayene etmek külfeti kiracı üzerindedir. Kiracı 13.maddede belirtilmiş olduğu üzere maldan her türlü faydayı elde etme yetkisini almış ise de hangi yatım ve hangi işler için öngörülmüşse o işlerde kullanmak durumundadır.[53]

2.1.2.KİRACININ KİRALAMAYA İLİŞKİN KİRALARI ÖDEME BORCU

Kiracının kira bedelini ödeme borcu kiracının temel borcudur. Bu borcun TL ya da döviz cinsinden olması da muhtemeldir. Kanunu koyucunun tek istisna getirdiği nokta yukarıda daha evvel değinildiği üzere yurt dışından yapılacak olan finansal kiralamalarda kiralama bedelinin 25.000 USD karşılığı Türk Lirasından az olamayacağına ilişkindir. FKK ödeme yeri ve zamanına ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer vermemiştir. Taraflar aralarında bu konuyu belirleyebilirler. Bu konuda sözleşme olmadığı takdirde daha önce de değindiğimiz üzere FKK 26 uyarınca borçlar genel ve gerektiği ölçüde borçlar özel hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmış olmakla adi kiraya ilişkin B.K. 73 uygulama alanı bulacak ve kural olarak kira bedellerinin kiralayanın ikametgahında ödeneceği hükmü uygulanacaktır.[54]

Finansal kiralama bedellerine ilişkin yapılan değişikliklerin FKK 8 doğrultusunda düzenlenecek bir sözleşme ile yapılması gerekmektedir. Finansal kiralama sözleşmeleri noterde düzenleme şeklinde yapıldığına ve sözleşmede kira bedeli sözleşme metninde taraflarca belirtildiğine göre yapılacak değişikliklerin resmi şekilde yapılması gerekecektir.[55] Ancak tatbikatta genel olarak tarafların birikmiş kira alacakları olup finansal kiralama şirketleri icra takibine başladıktan sonra tarafların anlaşması durumunda adi şekilde bir tadil sözleşmeleri ile taraflar anlaşmaktadırlar. Ayrıca belirtmek isterim ki yeni finansal kiralama tasarısında noterlerin sözleşmeyi düzenleyeceği hükmü çıkarılmıştır.[56] Erden; bono, poliçe veya çekle yapılan ödemelerin kiralayan kabul etmediği sürece geçerli olmadığını beyan etmektedir. Ancak bu noktada belirtmek isterim ki finansal kiralama şirketlerinin neredeyse tamamı sözleşme ile birlikte kiracıdan aylık borçlarına tekabül eden meblağlarda aylık bonolar düzenlemelerini talep etmekte ve temerrüdün söz konusu olması durumunda muacceliyete sözleşmede yer verilmiş olması şartı ile bütün senetleri icra takibine konu etmektedirler. Hatta bununla da yetinmeyen leasing firmları tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile kira borcu nedeni ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe de aynı anda başlatmaktadırlar.

2.1.3.KİRACININ MALI ÖZENLE KULLANMA BORCU

FKK 13.maddesi bu borcu düzenlemektedir. Bu borç finansal kiralama konusu malın teminat değerinin azalmasını önlemek amacı ile borçluya yüklenmiş bir borçtur. Sözleşme ile taraflar malın nasıl ve ne kadar kullanacağını belirleyebilirler. Kiracı mala zarar veren, azaltan, varlığını tehlikeye sokan hareketlerde bulunmamak durumundadır.[57] Bu anlamıyla kiracıdan beklenen özen normal bir insandan beklenenden farksızdır. Kiracının kiralanan mal üzerinde kiralayanın bilgisi olmasızın herhangi bir değişiklik yapmaya hakkı da bulunmamaktadır. Ayrıca kiracının bu borcu kapsamında finansal kiralama konusu malın teknik özelliklerini de bilmek ona göre malı kullanmak mecburiyeti vardır.[58] Burada dikkat edilecek olursa malı özenle kullanma borcu beraberinde kiracıya vurgulamış bulunduğumuz malın teknik özelliklerini bilme borcunu da doğurmaktadır.

Bu borca kiracının aykırı etmesi ilk etapta finansal kiralama konusu malda verimlilik kaybının meydana gelmesidir. Bu kendi işletmesine de zarar verecektir. İkincisi ve daha önemlisi bu borca aykırılık durumunda kiralayanın sözleşmeyi fesh etme imkanı gündeme gelecektir.[59] Bu husus 3226 sayılı kanunun 3.maddesinin 2. fıkrası ile sözleşmeye aykırı hareket edilmesi ve bunun diğer taraf için sözleşmenin devamının mümkün olmadığı durumlarda sözleşmenin fesh edilebileceği şeklinde hüküm altına alınmıştır. Bu durumlarda 3226 sayılı kanunun 25.maddesinin 1.fıkrası gereğince doğmamış kira alacakları da muaccel olacak ve kiralayanın bu kira bedellerini aşan bir zararı var ise kiracı bundan da sorumlu olacaktır. [60]

2.1.4. KİRACININ MALIN HASAR VE ZİYAINDAN SORUMLULUĞU

Kiracının bu borcu FKK 14.maddede hüküm altına alınmıştır. Fakat kiracının bu borcu sigorta rafından karşılanmayan kısımla sınırlıdır ve kiracı aradaki farkı finansal kiralama borcu ile beraber ödemek durumundandır.[61] Birazdan kiracının borçları arasında değinecek olduğumuz gibi sigorta bedelleri FKK 17 gereğince borçlu tarafından yatırılmakta olup burada amaç kiralayanın hem sigorta tazminatı hem de kira bedellerini almak sureti ile haksız kazanç sağlamasının önüne geçmektedir.

Sözleşmenin kurulma anından malın kiracıya teslimine kadar olan zaman diliminde malın hasar ve ziyaından sorumlu olan kiracıdır. TANDOĞAN’a göre de istisna olan sözleşmenin yapılıp malın sonradan teslim edildiği durumlarda teslime kadar malikin, teslimden sonra ise bırakılan kişinin hasar ve ziyana katlanması gerekir.[62]

2.1.5.KİRACININ SİGORTA PRİMLERİNİ ÖDEME BORCU

Yukarıda da değinmiş olduğum üzere FKK 17.maddesi malın kiralayanca sigorta ettirilmesi ile akabinde sigorta primlerinin kiracı tarafından ödeneceğini düzenlemiştir. Kanun koyucu malı elinde bulunduran kiracı olduğundan sigorta primlerinin de kiracı yanca ödenmesi yönünde düzenleme yapmıştır. Bu primlerin ödenmesi ya bizzat kiracı tarafça yapılır ya da kiracı sigorta primlerini kiralayana ödeyip kiralayanca sigorta şirketine ödenmektedir. Eğer taraflar arsında aksi yönde bir anlaşma mevcut değilse kiracının sigorta primlerini kiracının sigorta şirketine ödeyeceği kabul edilmektedir. Bu hükmün emredici olmaması nedeni ile taraflar iki yönde de bu hususu kararlaştırabilirler. Taraflar primlerin finansal bedeline dahil olarak primlerin kiralayana ödenmesini kararlaştırabilirler.[63]

Bu borcun doğması için öncelikle malın kiralayanca sigorta ettirilmesine bağlıdır. Ayrıca yukarıda da değindiğimiz üzere kiracının sorumlu olduğu miktar hasar ve ziyaın sigorta şirketince karşılanmayan kısmı ile FKK 14 ile sınırlı tutulmuştur.

2.1.6 KİRACININ MALIN ZİLYEDLİĞİNİN ÜÇÜNCÜ KİŞİYE DEVREDİLMEMESİNE İLİŞKİN BORCU

Malın zilyedliğinin devredilmemesine ilişkin borç FKK 15.maddede düzenlenmiştir. Buna göre kiracı malı satamayacağı gibi, rehnetmesi ya da alt kiraya vermesi de mümkün değildir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27/12/1995 tarihli bir kararında malın zilyedliğinin alt kiralamak sureti ile de gerçekleştirilemeyeceğine karar vermiştir.[64] Buradaki amaç finansal kiralama şirketini korumaktır.[65] Kiracı bunların dışında kullanma ve yararlanma hakkını temlik edemez veya ariyet veremez. Kiracı ile üçüncü kişiler arasındaki bu yöndeki sözleşmeler kiralayana karşı ileri sürülemeyecektir.[66] Buna karşın kiralayanın da onayı ile sözleşmenin tarafları yenilenip kiracının değiştirilmesinde hukuki anlamda bir engel bulunmamaktadır. Kiracının bu borca aykırı davranması FKK 23/2 gereğince kiralayana sözleşmeyi fesh etme ve 25/1 uyarınca tazminat talep etme hakkı verir.[67] Alman Hukukuna göre de alt kiralama yapılan düzenleme ile yasaklanmış olup kiracının bu kanuna muhalefet eder biçimde hareket etmesi kiralayana sözleşmeyi fes etme imkanı tanımaktadır.[68]

2.1.7.KİRACININ MALI GERİ VERME BORCU

FKK 24.maddesi sözleşmenin sona ermesine müteakip kiracının satın alma hakkını kullanmadığı ya da böyle bir hakkı olmadığı durumlarda malı iade etme borcu olduğuna ilişkin olarak bir düzenleme yapmıştır. FKK nın bir başka iade kiracıya iade külfeti yüklediği durum 25.madde gereğince sözleşmenin kiralayanca feshedilmesidir. Bu takdirde kiracının aynı zamanda vadesi gelmemiş finansal kiralama bedellerini de ödemesi gerekmektedir. Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin28/03/202 tarih, 2001/5068E.,2002/2302 sayılı kararı da bu yöndedir.[69] Bunun yanı sıra kiralayanın aşan zararları da kiracı tarafından tazmin edilecektir. Bu saydığımız hükümler esasında konu başlığımız gereğince kiracının malı derhal iade edebilecek durumda tutmasını zorunlu kılmakta, bunun yanı sıra derhal iadeyi zorlaştıracak hareketlerden kaçınmayı beraberinde getirmektedir.[70]

Kanunda ne süre içerisinde kiracının malı kiralayana teslim edeceği, bu süreçte kira bedelinin söz konusu olup olmadığı, sökme ve nakil masraflarının hangi tarafça ödeneceği düzenlenmemiştir. Sözleşmede bu hususlara ilişkin olarak hüküm bulunması durumunda sözleşmede yer alan hükümler uygulanır. Örnek vermek gerekirse bir finansal kiralama şirketinin matbu sözleşmesinde bu konuya ilişkin olarak şu hükme yer verilmiştir: ‘Sözleşmenin 6.1./b ve 6.1./c maddeler dairesinde son bulması veya kiralayanın sözleşmeyi 6.2 ve 7.5. maddelerinde belirtilen esaslar dairesinde feshetmesi hallerinde kiracı, kiralananı sözleşmenin sona ermesini veya feshedilmesini takip eden 3 (üç) gün içinde kiralayana iade ve teslim etmek zorundadır. Kiralananın iadesi sırasındaki sökme, nakliye, nakliye sigortası, işçi, yükleme ve benzeri her türlü masraf ve sorumluluklar kiracıya aittir.’[71] Buna karşın sözleşmede hüküm olmadığı takdirde FKK 26 gereğince Borçlar genel hükümlerinden istifade ederek sorunun çözülmesi gerekecektir. Bu doğrultuda malın iadesinin makul bir sürede yapılması gerekecektir. Malın geri verilmesi makul sürede gerçekleşmezse kiracı kiralayana fazladan malı kullandığı süreye ilişkin kira bedeli ve var ise kiralayanın zararını ödemek durumundadır. Yine sözleşmede hüküm yoksa sökme ve nakil masrafları da kiracıya ait olacaktır. Son olarak belirtmek isterim ki süresi içerisinde malın teslim edilmemesi emniyeti suistimal suçunun oluşması anlamına gelmektedir. Yeni Türk Ceza Yasası’nda 155.maddede düzenlenmiş olan bu suçun kovuşturması ve soruşturması mağdurun şikayetine bağlıdır. Yargıtay 11.Ceza Dairesi’nin 2004/3142E., 2006/1489 sayılı kararında da iade zorunluluğunu yerine getirmeyen kiracının; malın satılması, rehnedilmesi, ketim ve inkar edilmesi veya tahvil ve tağyir edilmesi durumunda adı geçen suçun oluşacağına karar vermiştir.

3.FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ

Finansal Kiralama sözleşmeleri 5 şekilde son ermektedir. Aşağıda inceleyeceğimiz üzere sona ermeye ilişkin hükümler FKK 21,22,23.maddeler ile hüküm altına alınmıştır. Bunlardan dört tanesi kendiliğinden sona erme 1 tanesi ise sözleşmenin feshinden ileri gelmektedir. Bu bölümde ayrıca bir başlık altında değinmeyecek olsak ta belirtmekte yarar vardır ki diğer borç sözleşmelerindeki gibi sözleşmelerin tarafların anlaşması sonucu sona erdirilmesi de mümkündür. FKK 21 ve 22.maddeler finansal kiralama sözleşmesinin kendiliğinden sona ermesini hüküm altına almış 24.madde ise sonuçlarını düzenlemiştir. 21.Madde sürenin bitmesi nedeniyle sona ermesini düzenlemekteyken 22.madde ise “Sözleşme; şirketin sona ermesi, tüzelkişiliğinin hitamı, kiracının iflası veya aleyhine yapılan icra takibinin semeresiz kalması, kiracının ölümü veya fiil ehliyetini kaybetmesi veya işletmesini tasfiye etmesi hallerinde, sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, sona erer.” şeklindedir.

3.1.FİNASAL KİRALAMA SÖZLEŞMELERİNİN KENDİĞİNDEN SONA ERMESİ

3.1.1.SÖZLEŞME SÜRESİNİN SONA ERMESİ

Bu sona erme durumu FKK 21.maddede düzenlenmiştir. Buna göre sürenin dolmasına mukabil finansal kiralama sözleşmesinin sona ereceği adı geçen maddede hüküm altına alınmıştır. Kanunun 21. Maddesinin 2. ve 3. cümlelerinde hem kiracının hem de kiralayanın en az üç ay önce diğer tarafa bildirmek kaydı ile hali hazırdaki var olan finansal kiralama sözleşmesine veya yeni şartlar ile sözleşmesinin uzatılmasını talep edebileceklerdir. Ancak bu durum ancak tarafların anlaşması durumunda mümkün olacaktır. Aslında tarafların anlaşmasına bağlı olan bir duruma ilişkin hukuki düzenleme karşısında maddede adı geçen üç aylık süre bir anlam ifade etmemektedir. Zira kanun koyucu örneğin bir ay kala tarafların anlaşarak aynı ya da yeni şartlarla sözleşmenin belirli bir süre daha anlaşmasının kanunen bir engel bulunmamaktadır.[72] Bu maddenin hukuki anlamda bir anlam ifade edebilmesi için tek taraflı beyanla uzatıma ilişkin bir düzenleme olması gerekirdi.[73] Ancak REİSOĞLU örneğin iki ay kala tarafların söz konusu düzenleme karşısında sözleşmeyi uzatamayacağını vurgulamaktadır.[74] Ancak kanaatimce kanunun düzenlemesi gereğince sözleşmesinin sona ermesine üç aydan daha az bir zaman kala tarafların anlaşarak sözleşmeyi aynı ya da farklı şartlarla uzatmalarının kanunda bir yaptırım öngörülmemiş olması ve kanun koyucunun bu durumun yalnızca tarafların anlaşması ile olabileceğine ilişkin hükmü karşısında buna bir engel yoktur. Tarafların böyle bir anlaşmayı üç aydan az bir zaman kala yapması ve akabinde bu sözleşmenin uzatılmasına ilişkin hükümler açısından geçerli olmadığı yönünde beyanda bulunmaları fikrimce borçlar hukuku prensipleri arasında yer alan akde vefaya da aykırılık teşkil edecektir.

B.K. 263.maddesi kira sözleşmesinin zımnen yenilenmesine ilişkin bir düzenlemeye yer vermiştir. Adi kiraya ilişkin hükümlerde sürenin geçmesine karşın taraflar karşılıklı anlaşma sonucu sözleşme süresini uzatabilirler ya da belirtmiş olduğum hükümdeki gibi susma ile yenileme söz konusu olabilir.[75] Eğer kiracı kiralana şeyi kullanmaya devam eder ve kiralayan sözleşmenin sona erdiğini bilmesine rağmen kiracının kullanmaya devam etmesine karşı çıkmazsa kira sözleşmesi süresiz olarak yenilenmiş sayılacaktır.[76] FKK da buna benzer bir hükme yer verilmemiş olmakla finansal kiralama sözleşmelerinde zımni, yani diğer bir ifade ile susma ile yenileme söz konusu değildir. Böylece kiracı kiralama konusu malı kiralayanın bilgisi altında kullanmaya devam etse dahi sözleşme uzamış olmayacaktır.[77] Ayrıca taraflar sözleşmenin uzatılması yönünde anlaşsa dahi bu sözleşme için de kiralayan ve kiracının süreyi yeni sözleşmede düzenlemeleri gerekmektedir. Zira finansal kiralama sözleşmeleri süresiz olarak düzenlenemez.[78] Fakat bu sürenin Finansal Kiralama İşlemlerinde Süre ve Sınırın Tespitine Dair Yönetmelik 1.madde doğrultusunda asgari sürenin dört yıldan az olabileceği belirtilmiş, alt sınır konusunda ise herhangi bir düzenlemeye yer vermemiştir.[79]

Bu durumda yeni sözleşmenin durumu doktrinde tartışmalıdır. Acaba yeni sözleşmeye uygulanacak hükümler adi kiraya ilişkin hükümlere göre mi yoksa gene finansal kiralama kanununa göre mi olacaktır. KUNTALP bu durumda finansal kiralamanın değil olağan bir kiralama sözleşmesinin söz konusu olacağını belirtmektedir.[80] ALTOP ise karşıt görüşte olup yeni sözleşmenin de bir finansal kiralama sözleşmesi olduğunu kabul etmektedir. KOCAAĞA da bu görüşü desteklemektedir.[81] Kanaatimce bu durumda finansal kiralama konusu malın tabi olacağı hükümler finansal kiralama kanunu olacaktır. Ancak bu sözleşmenin noterde düzenleme şeklinde yapılması ve tekrardan kiracının ikametgahındaki özel sicile tescili gereklidir. Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 01.01.2005 tarih, 2005/7863E., 2005/12399 sayılı kararında özel sicile tescil edilmemesinin 3.iyi niyetli kişilere ileri sürülme açısından önem arz ettiğini, sözleşmenin geçerlilik şartı olmadığı belirtmiştir. Bu karar bize finansal kiralama sözleşmesinin noterde yenilenmesi ancak tescil edilememesi durumunda geçerlilik yönünden hukuki anlamda bir sorun olmadığını göstermektedir. Noterde yapılmış bir sürenin uzatılmasına ilişkin sözleşme tartışmasız finansal kiralama hükümlerine tabi olacaktır. Ancak tarafların finansal kiralama sözleşmesini noterde yapmadıkları durumda yenileme sözleşmesi finansal kiralama sözleşmesi olarak değerlendirilmemelidir. Tarafların noterde yapmamış oldukları bir sözleşme olması durumunda finansal kiralama sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı düşüncesindeyim. Zira nasıl ki ilk finansal kiralama sözleşmesi noterce düzenleme şeklinde yapılmak zorunda ise yeni sözleşmede aynı şekilde noterde düzenleme şeklinde yapılmak zorundadır ve bu geçerlilik şartıdır. Bu şekle tarafların riayet etmemesi kanaatimce bu sözleşmeye artık finansal kiralama sözleşmesinin hükümlerinin uygulanamayacağı sonucunu doğuracaktır. Yani tarafların sözleşmenin sona ermesine üç aydan az bir zaman kala dahi noterde yapmaları kaydı ile finansal kiralama sözleşmesini uzatmaları mümkün olacaktır. Belirtmek isterim ki yeni finansal kiralama kanunu tasarısında da bu konuya ilişkin düzenlemede bir farklılık bulunmamaktadır.

3.1.2.SÖZLEŞMENİN FİNANSAL KİRALAMA ŞİRKETİNİN SONA ERMESİ veya TÜZEL KİŞİLİĞİNİ KAYNETMESİ SONUCU SONA ERMESİ

Yukarıda daha evvel belirtmiş olduğum üzere kanunun düzenlemesi gereğince kiralayan şirketler anonim şirket olmaya mecburdurlar. Bu hüküm emredicidir. Ancak emredici olmayan nokta şudur ki FKK 22 gereğince taraflar finansal kiralama sözleşmesinde şirketin sona ermesi durumunda sözleşmenin devam etmesini sağlayabilirler. Bu noktada kira değil daha ağır ve maliyetli olan finansal kiralamayı tercih etmiş olan kiracının çıkarı korunmuş olacaktır. Kiracı finansal kiralamaya yolunu tercih etmiş olmakla istikrar Ancak bu durumu hukuki boyutuyla teknik anlamda sözleşmeye dökmek pek te kolay değildir. KÖTELİ bu konuda sözleşmede bu konuda bir düzenlemeye yer verilerek sona erecek şirketin en geç bitecek sözleşme tarihi saptanarak bu tarihe değin tasfiyeyi uzatmanın yada FKK 18.madde tatbiki sureti ile malın başka bir finansal kiralama şirketine satılması ile bu hukuki sorunun çözülebileceğini belirtmektedir.[82] İkici çözüm önerisinden başlar isek bu durumda sözleşmede bu konuda bir hüküm yer alması durumunda hangi finansal kiralama şirketinin devralacağının düzenlenmiş olması kanaatimce B.K.110 anlamında üçüncü kişinin fiilini taahhüt etmek anlamına gelecektir. Üçüncü kişinin fiilini taahhüt durumunda bir garanti etme söz konusudur. Doktrinde genel görüş üçüncü kişinin fiilini taahhüdün garanti sözleşmelerinin özel bir türü olduğu yönündedir.[83] Bu yorumun sonucu olarak kiralayan şirketin tasfiye durumuna girmesi ve sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına göre üçüncü kişi malı satın almadığı takdirde kiralayandan edim talep edilemeyecek, buna karşın yalnızca kiralayandan tazminat istenebilecektir.[84] KÖTELİ’nin ilk önerisi yönünden ise sözleşmede yer vererek en geç sona erecek sözleşmenin sonuna kadar uzatmaya ilişkindir. Bu çözüm hukuken daha kolay bir çözüm gibi gözükse de masrafı itibarı ile tatbiki zor olan bir çözüm yoludur.

Anonim şirketlerde fesih ya da sona erme T.T.K 434.maddede düzenlenmiş olur şu durumlarda söz konusu olmaktadır: Esas sözleşmede belirtilen sürenin sona ermesi ile, şirketin amacının gerçekleşmiş olması ile, şirketin amacının elde edilmesinin imkansız hale geldiğinin anlaşılması ile, şirket sermayesinin karşılıksız kalması ile, pay sahiplerinin beş kişiden aşağı düşmesi ile, şirket alacaklılarından birinin fesih talebinde bulunması ile, esas sözleşmede fesih nedeni olarak gösterilmiş durumun ortaya çıkması ile, şirketin başka bir şirketle birleşmesi sonucunda, şirketin iflasına karar verilmiş olması durumunda, genel kurulda fesih konusunda bir karar alınması durumunda. Bunun dışında T.T.K. 435,299 ve 274.maddelerde ise şirketin amacı ve konusuna aykırı işlemler ve kamu kanunları gereğince şirketin feshini gerektiren hal ve muamelelerin gerçekleşmesi, şirketin zorunlu organlarından birisinin olmaması, genel kurulun toplanamaması ve son olarak şirketin kurulmamış sayılmasına ilişkin bir karar durumlarında da fesih ve infisah söz konusudur.[85]

Sonuç olarak aksi kararlaştırılmış olmadıkça finansal kiralama sözleşmeleri yukarıda açıkladığımız doğrultuda kiralayan anonim şirketin sona ermesi ya da tüzel kişiliği kaybetme durumlarında kendiliğinden sona ermektedir. Yukarıda sayılanlardan kiralayanın iflası da sona erme sebepleri arsında sayılmaktadır. Kiralayanın iflası durumunda, FKK 20 uyarınca finansal kiralama sözleşmesi sözleşmede kararlaştırılmış olan sürenin sonuna kadar devam edeceğinden iflas masasına karşı da geçerli olmaya devam edecektir. Ancak iflas masasına karşı geçerli olabilmesi için FKK 8 gereğince özel sicile tescilin yapılmış olması, tapu kütüğüne ya da gemi siciline şerh verilmiş olması gerekmektedir. Aksi halde iflas masasına karşı finansal kiralama sözleşmesi ileri sürülemeyecektir.

Böylece iflas idaresi kendiliğinden sözleşmenin tarafı haline gelecektir. İflas idaresi malı başka bir kişiye satarsa, o kişi finansal kiralama sözleşmesi ile bağlı olacaktır.[86]

Doktrinde tartışmalı olan bir nokta ise iflas idaresinin sözleşmenin aynen ifa edilmesine ya da ifanın reddine ilişkin bir seçimlik hakkının bulunup bulunmadığı konusundadır. Doktrinde baskın görüş iflasın açılmasından evvel finansal kiralama konusu malın kiracıya teslim edilmiş olması durumunda iflas idaresinin seçim hakkı olmadığı yönündedir. Bu durumda iflas idaresi iflas masası adına sadece sözleşmeden kaynaklanan haklarını ileri sürebilecektir. Bu taktirde sözleşmeyi sona erdirme hakkı bulunmayan kiralayan gibi iflas idaresi de sözleşmeyi sona erdirmeyecektir. KURU bu durumda kiracıya teslim yapılmadan evvel kiralayan iflas etmiş olduğu takdirde kiracının teslim talebinde bulunamayacağı, İ.İ.K.198/f gereğince kiracının bu hakkının para alacağına dönüşeceği ve bu bağlamda kiracının masadan iflas alacağı zımnında tazminat alacağını talep edebileceğini savunmaktadır.[87]

İflasın ertelenmesine ilişkin müracaat sonucu şartların varlığı halinde verilecek iflasın ertelenmesi kararında ise sözleşmelerden doğan hak ve alacaklar devam edecektir. İflasın ertelenmesi şartları arasında yer alan iyileştirme projesinin sözleşmelerle paralellik arz etmemesi durumunda ise mahkemenin iflasın ertelenmesine karar vermemesi gerekecektir. Doktrinde hakim görüş bu durumlarda B.K. 82ye dayanarak diğer tarafın akdi fesh edemeyeceği yönündedir.[88]

Refinansman kuruluşlarına finansal kiralama konusu malın rehin verilmesi durumunda ise sözleşmeye devam edilmediği ya da refinansman kuruluşu verdiği kredinin karşılığını almadan mal satılırsa satışta öncelikli olarak refinansman kuruluşu alacağı ödenecek, bakiye ise iflas masasına kalacaktır.[89]

3.1.3. KİRACININ İFLASI veya İCRA TAKİBİNE UĞRAMASI

3.1.3.1 KİRACININ İFLASI

B.k. 261 kira sözleşmelerinin sona ermesinde yalnızca kiracının iflasını düzenlerken FKK.22.maddede kiracının uğradığı icra takibinin semeresiz kalmasına da yer vermiştir.[90] Bunlardan iflasın söz konusu olması durumunda FKK 19/1 c.1 doğrultusunda iflas memuru iflas bürosu oluşturulmadan finansal kiralama konusu malların ayrılmasına karar vermesi gerekmekte olup bu hüküm emredici niteliktedir.[91] Hemen bu noktada belirtelim ki tasarıda bu konuya ilişkin 3226 sayılı kanundan farklı bir düzenleme mevcut değildir. İflas memuru malların ayrılmasına karar verdiği takdirde FKK19/1 c.2 gereğince yedi gün içerisinde şikayet yoluna başvurulması mümkün olabilecektir.[92] Burada hukuki yararı bulunan alacaklıların şikayet yoluna öğrenmeleri tarihinden itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine başvurabileceklerdir. Buna karşılık iflas memuru finansal kiralama konusu malların ayrılmasına karar vermediği ihtimalinde FKK bir düzenlemeye yer vermemiştir. Doktrinde hakim görüş bu durumlarda iflasta istihkaka ilişkin hükümlerin uygulanacağı yönündedir. [93] Bu takdirde İ.İ.K. 219 gereğince istihkak iddiasının kiralayan tarafça adi tasfiyenin ianından itibaren bir ay içerisinde bildirilip iflas masası için tutulan deftere İ.İ.K.212 gereğince kaydedilmelidir. İstihkak iddiasının iflas idaresince kabulü durumunda mal hemen kiracıya teslim edilmeyip iflas idaresinin ikinci alacaklılar toplantısını beklemesi ve bu toplantıda verilen karara göre davranması gerekmektedir. İflas idaresinin bu talebi reddi ahlinde ise yedi günlük süre içinde istihkak davsının ikame edilmemesi kiralayanın iddiasından vazgeçmesi ve anlamına gelecektir.[94]

Yukarıda da açıklamış olduğum üzere kiracının iflas etmesi sözleşmede aksine hüküm olmadıkça sözleşmeyi sona erdirmektedir. Sözleşmeye konacak bir hükümle kiracının iflasının sözleşmeyi sona erdirmeyeceği taraflarca kararlaştırılabilir.[95] Bu durumda FKK 19 ve 22.maddeler birlikte değerlendirildiğinde iflas müdürü malın iflas masasına girmeyeceğine dair karar oluşturacaktır. Kiracının iflası sebebi ile mal kiralayana geri verilecek, tazminat söz konusu olmayacaktır. Kiralayanın finansal kiralama bedellerinden kaynaklı alacakları iflas masasına kaydedilecektir.

Tarafların FKK 22’yi değiştirip kiracının iflasının kendiliğinden sözleşmeyi sona erdirmeyeceğini kararlaştırabilirler. Bu durumda kiralayan ve iflas idaresine fesih hakkı tanımaları mümkündür. Mal kiracıya teslim edilmişse FKK 26.maddenin yollaması ile B.K. 261 gereği adi kiraya ilişkin hükümden istifade dilerek doğmuş ve doğacak kiraların teminatı babında teminat kiralayan tarafından istenebilecektir. Bu teminatı kiralayan kiracıdan veya iflas masasından isteme hakkına sahiptir. B.K. 261 uygun sürede teminat gösterilmemesi durumunda kiralayanın sözleşmeyi fesh edebileceğini hüküm altına almıştır. Diğer taraftan malın teslim edilmemiş olması durumunda B.K. 82 gereğince teminat verilinceye kadar kiralayan malı teslimden kaçınabilecektir. Uygun sürede teminat gösterilmediği taktirde finansal kiralama sözleşmesini fesh edebilecektir. [96]

Kiracının iflas edip teminat göstermemesi sözleşmeye aykırlık teşkil etmemektedir. Dolayısı ile bu durumda kiracının kiralayana tazminat ödemesi gerekmemektedir. Ancak bu durumda kiracının kiralayana tazminat ödeyeceği karlaştırılabilir. Bu durumda kiracının kiralayana tazminat ödemesi gündeme gelecektir. Keza kiracının hileli iflası da TANDOĞAN’a göre kiracının tazminat ödemek durumunda kalmasına yol açacaktır.

3.1.3.2. KİRACININ İCRA TAKİBİNE UĞRAMASI

FKK 19/2 C.2 gereğince icra memurunun finansal kiralamaya konu malı takip dışında tutulmasına karar vermesi gereklidir. Daha önce belirtmiş olduğum üzere bu karara karşı her ne kadar kanunda itiraz terimine yer verilmiş ise de şikayet yoluna başvurulması mümkündür. Bu süre öğrenme tarihinden itibaren başlamaktadır kanun gereği icra mahkemesinin işlemin iptaline ya da talebin reddine en geç bir ay içerisinde karara bağlaması gerekmektedir. Belirtmekte yarar vardır ki tasarıda da kullanılan terim değiştirilmemiş ve yine itiraz ibaresine yer verilmiştir.

Kiracının icra takibine uğraması ve bunun semeresiz kalması FKK22. maddesinde aksine bir hüküm olmaması durumunda sözleşmesinin sona ermesi sonucunu doğurmaktadır. Semeresiz kalma esas itibarı ile anlam olarak karşılıksız kalmayı ifade eder. Ancak bu durum kanaatimce muallakta kalmakta olan bir tabirdir. Kiracı aleyhine yapılan icra takiplerinin yalnızca takibin kesinleşmesi ile mi bu sonucun ortaya çıkacağı tam olarak anlaşılmamaktadır. Zira borçlunun takip kesinleşse dahi menfi tespit davası açarak kazanması da kanunen mümkündür. Ancak kiracının borcu ifa edip sonrasında istirdat davası açması durumunda takip semeresiz kalmamış olacağından bu açıdan hukuki anlamda bir sorun bulunmamaktadır. Kanaatimce borcun semeresiz kalmasını icra iflas hukuku yönünden değerlendirdiğimizde ilk aklımıza aciz belgesi gelmelidir. Adı geçen belge İ.İ.K. 68.madde doğrultusunda borç ikrarına havi bir belge olup bu bağlamda itirazın kesin kaldırılmasını sağlayan bir belgedir.[97] Fikrimce bu belgenin kiracı aleyhine alınmış olduğu gün borcun semeresiz kaldığı kabul edilmelidir. Tatbikatta aciz belgeleri alacaklı tarafça ağırlıklı olarak iki sebepten ötürü alınmaktadır ki bunlar alacağın tahsil kabiliyeti olmayınca vergiden düşülmesi sebebi ile ve ikinci olarak tasarrufun iptali davası açmak adınadır. Tasarrufun iptali davalarında borçlu hakkında alınmış aciz belgesinin bulunması gerekmektedir.[98] Ancak İ.İ.K. geçici aciz belgesinin de bu davaların ikamesi için yeterli görmektedir. Yargıtay 15.H.D. 26/01/1989 tarihli bir kararında ihtiyati haciz tutanağının İ.İ.K. 105. maddesine göre geçici aciz belgesi hükmünde olduğu yönünde karar tesis etmiştir.[99] Tatbikatta haciz tutanaklarının İ.İ.K.105 te yer alan şekilde muvakkat aciz belgesi sayılabilmesi için hacizlerde hacze kabil mal bulunamadığı haciz zabıt varakasında özellikle belirtilmektedir. Alacaklının kati ya da muvakkat aciz belgesi alıp tasarrufun iptali davası ikame etmesi ve davayı kazanması da takibin semeresiz kalmasını engellemiş olacaktır. Bu nedenle kanun koyucunun takibin semeresiz kalması ibaresinin çok doğru bir terim olmadığı kanaatini taşımaktayım. Dikkat edilecek olursa kanunda iflas ile ilgili olarak kiracının iflası ile ilgili somut bir terim kullanılmıştır. Bilindiği üzere iflasın talep edildiği davalarda asliye ticaret mahkemesi bu yönde karar oluşturduğu takdirde iflasın açılmasını günü, saati ve dakikasını zikretmek sureti ile duruşma zaptına geçmektedir. Ancak icra takibinin semeresiz kalması yönünden kavram zannımca son derece soyut ve görecelidir. Bu nedenle kanun koyucunun semeresiz kalma ibaresini kullanmayıp daha somut bir terim kullanması yerinde olurdu. Kanunun koyucunun gayesi gereğince geçici aciz belgesi ya da kati aciz belgesi alınması yönünde bir kanuni düzenleme daha sağlıklı olurdu. Nitekim kanunu eleştirdiğim noktada yeni finansal kiralamaya ilişkin tasarının 30.maddesinde bu kere kiracının aleyhine takip yapılması ile ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiş ve dolayısı ile bunun bir finansal kiralama sözleşmelerinin sona erme durumu ortadan kaldırılmıştır. Yürürlükteki 3226 sayılı kanunda yer alan takibin semeresiz kalması ibaresinin kaldırılması soyut ibare nedeni ile sağlıklı olmuştur. Katıldığım görüşe göre ibarenin ya yukarıda açıkladığım terimlerin kullanılması sureti ile hüküm altına alınması ya da bir sona erme sebebi olarak hüküm altına alınmamış olması gerekirdi. Yani özetle yeni düzenlemenin isabetli olduğu kanaatindeyim. Ancak maddenin emredici bir hüküm ihtiva etmemesi nedeni ile belirttiğim şekilde hangi durumda semeresiz kaldığının açık olarak belirtilmesi sureti ile finansal kiralama sözleşmesine bir hükmün taraflarca konulmasında hukuki bir engel de bulunmamaktadır. Ancak bu tabiri düzeltmek yerine tamamen çıkartılmış olması kiralayanın aleyhine bir durumdur. Zira kiracının durumunun bozulması finansal kiralama bedellerinin geriye dönüşümünü tehlikeye düşürecek en önemli olaydır.[100]

Belirtmekte yarar vardır ki B.K. kira sözleşmelerine ilişkin olarak yalnızca iflasa ilişkin düzenleme yapmış iken yürürlükteki finansal kiralama sözleşmesi buna ilave olarak kiracının uğradığı icra takibinin semeresiz kalmasını düzenlemiş, yukarıda vurguladığım gibi tasarıda B.K. 261. Maddeye paralel olarak yürürlükteki yasada yer alan ibareye yer verilmemiştir. KUNTALP kiracı aleyhine yapılan takibin semeresiz kalması durumunda kiralayanı sözleşme ile bağlamanın yerinde olacağını savunmuştur.[101]

3.1.4.KİRACININ ÖLÜMÜ. FİİL EHLİYETİNİ KAYBETMESİ, KİRACI ŞİRKETSE TÜZEL KİŞİLİĞİNİ KAYBETMESİ ya da ŞİRKETİN SONA ERMESİ NEDENİYLE FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ

FKK 22.maddesi kira sözleşmelerinden farklı olarak kiracının fiil ehliyetini kaybetmesini ve işletmesini tasfiye etmesini de sona erme sebepleri olarak öngörmüştür.

Yukarıda sayılan sebeplerden ölümle başlar isek sözleşmede aksine bir sözleşme olmadığı takdirde kiracının ölümü finansal kiralama sözleşmesini sona erdirmektedir. Ancak taraflar finansal kiralama sözleşmesinde aksi yönde düzenlemelere yer verebilmektedirler. Kiracının ölümü durumunda sözleşme sürenin sonuna kadar devam etmektedir. ALTOP kiralayanın bu ihtimalde fesih hakkı bulunduğunu belirtmektedir.[102] Adi kirada B.K. 265, hasılat kiralarında ise B.K. 291 gereğince kiracının ölmesi durumunda hem kiracının mirasçılarının hem de kiralayanın tazminat ödemeye gerek olmaksızın fesih hakkında sahip olabilecekleri düzenlenmiştir. Bu konuda FKK da bir hüküm olmadığından B.K.26 doğrultusunda özel hükümlerden adi kira ve hasılat kirasına ilişkin hükümleri uygulamak gerekecektir. Bu itibarla kiralayanın kiracının ölümü durumunda kiracının mirasçıları ile devam etmemek istemesi durumunda fesih hakkını kullanabilmelidir.[103] Bu hakkın aynı şekilde kiracının mirasçılarına da tanınması gerektiği açıktır.

Fiil ehliyetinin kiracı yanca kaybedilmesi de taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde FKK 22deki hüküm doğrultusunda sözleşmeyi sona erdirmektedir. Öncelikli olarak Medeni Kanunumuz 9 ve devamı maddelerinde fiil ehliyetini düzenlemiştir. Buna göre fiil ehliyeti bir kişinin kendi fiil ve işlemleri sonucunda lehine hak ve aleyhine ise borç yaratabilmesidir. M.K. 10 ve devamında ise fiil ehliyetinin koşulları yer almaktadır. Buna göre ilk olarak ve en önemlisi kişinin ayırt etme gücüne sahip olması gerekir. M.K. 13.maddesi ayırt etme gücünü şu şekilde tanımlamıştır: ‘Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.’[104] Görüldüğü gibi kanun hangi durumlarda ayırt etme gücüne sahip olunmayacağını saymıştır. Ancak bunlar numerus clausus olmayıp sınırlı sayıda sayılmamıştır. Uyuşturucu madde kullanımı, ateşli bir madde kullanımı da benzer durum olarak ayırt etme gücünün ortadan kalkmasına neden olur.[105] Ayırt etme gücünün yanı sıra fiil ehliyeti için kişinin ergin olması gereklidir. M.K. 11 gereği kanunumuz 18 doldurmuş olmayı aramaktadır. Bunun dışından M.K. 124 gereğince 16 yaşını doldurup hakim kararı ile evlenme durumunda da bu kişiler fiil ehliyetlerini M.K.11/2 gereğince kazanmaktadırlar. Son olarak fiil ehliyetinin varlığı için kişinin M.K. 405-408 anlamında kısıtlanmamış olması gerekir. Adı geçen madde gereğince kısıtlanma halleri akıl hastalığı veya akıl zayıflığı, savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olma ve yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden bir erginin kısıtlanmasını istenmesi durumlarıdır.

Kiracının işletmesini tasfiye etmesi de FKK 22 de sözleşmenin sona erme sebepleri arasında yer almaktadır. İflas ayrıca düzenlenmiş olduğundan buradan iradi anlamdaki sona ermeleri anlamak gerekecektir. İradi tasfiye durumunda sözleşmenin sona ereceğinin düzenlenmiş olması aslında bir bakıma kiracıya tek taraflı olarak sözleşmeyi sona erdirme olanağı tanımıştır. Bu durumda kiralayan yönünden en makul çözüm finansal kiralama sözleşmesine kiracının işletmeyi tasfiye etmesi durumunda sözleşmenin sona ermeyeceğine dair bir hüküm konulmasıdır. Bunun yanı sıra ALTOP’A göre kiracının ekonomik durumu bozulduğu taktirde kiralayanın yereli teminat verilinceye değin finansal kiralama konusu malın zilyetliğini geri alıp teminat verilmediği takdirde sözleşmeyi kiralayanın fesh edebileceği finansal kiralama sözleşmesinde kararlaştırılabilir.[106]

3.1.5.FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN KENDİLİĞİNDEN SONA ERMESİNİN SONUÇLARI

FKK 24.maddesi finansal kiralama sözleşmelerinin kendiliğinden sona ermesinin sonuçlarını kısmen eksik bir şekilde hüküm altına almıştır.[107] Söz konusu maddeye göre kiracının sözleşmeden kaynaklı olarak finansal kiralama konusu malı satın alma hakkını kullanmayan ya da bu hakkı olmayan kiracının finansal kiralamaya konu malı iade etmek durumundadır. Finansal kiralamaya ilişkin taslakta yürüklükteki 3226 sayılı yasanın 24.maddesi ile mukayese edildiğinde madde yönünden de herhangi bir değişiklik yer almamaktadır. Madde metninden de anlaşıldığı üzere kiracının malı satın alma hakkı olup malı satın aldığı takdirde geri verme mükellefiyeti bulunmamaktadır. Kiracının finansal kiralama konusu alma hakkı olup bu hakkını kullanabilmesi için FKK 21. gereğince sözleşmenin sürenin dolmuş olması nedeniyle sona ermesi, bu bağlamda sözleşme şartlarının yerine getirilmesine bağlı olup sözleşme şartları arasında da öncelikli olarak kira borçlarının tamamının kiracı yanca ifa edilmiş olması gerekecektir.[108]

Dikkat edilecek olursa adı geçen kanun maddesi sadece malın geri verilmesi sorunun çözümüne ilişkin düzenleme yapmakla yetinmiştir. FKK 21 ve 22’deki sebeplerle sona erme durumunda sonuçları düzenlenmiş değildir.

Sona erme ile ilgili bir diğer önemli nokta kiracının malı satın alma hakkı olmadığı ya da bu hakkı olup ta kullanmadığı durumlarda malı nasıl teslim aldı ise o şekilde iade etmek zorunda olduğudur. Malın ayıplı olarak geri verilmesi durumunda adi kira hükümlerinde olduğu gibi kiralayan kabulden kaçınamayacaktır. Bu durumda kiralayanın tazminat talebini saklı tutma hakkı bakidir. ALTOP’a göre malın eski durumuna getirilmesi aşırı masraf gerektiriyorsa kiralayan malı kiracıya bırakarak kiracıdan tam tazminat talebinde bulunabilecektir.[109] Bizce de bu son derece doğru bir görüştür.

Kiracı finansal kiralama konusu mala bir takım masraflar yapmış olduğu takdirde bunu kiralayandan talep edebilmelidir. Sözleşme süresinden önce sona ermişse kiracı yapmış olduğu masrafları sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kiralayandan talep edebilecektir. ALTOP’a göre kiracı sözleşmenin sona ermesine kendi kusuru ile sebep olduğu takdirde kiracı yapmış olduğu masrafları sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kiralayandan talep edemeyecektir. [110] Bu durumda B.K. 64 gereğince yapılan masrafın zorunlu masraf mı, faydalı masraf mı yoksa lüks masraf mı odluğu önem arz edecektir. İyi niyet doğrultusunda kiracı kiralayandan zorunlu ve faydalı masraflarını isteyebilecek, buna karşın lüks masrafları ise talep edemeyecektir.[111]

4.FİNANSAL KİRALAMA SÖZLŞEMESİNİN FESHİ

4.1.FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN FESHİ NEDENLERİ

4.1.1.FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN KİRACININ KİRA BEDELİNİ ÖDEMEDE TEMERRÜDE DÜŞMESİ NEDENİYLE SONA ERMESİ

Gerek yürürlükteki finansal kiralama kanunun 23. Maddesinin birinci fıkrasında gerekse finansal kiralama kanunu hakkındaki taslağın 31.maddesinin 1.fıkrasında sözleşmenin ihlali başlığı altında konu başlığını düzenlenmişlerdir. Buna göre FKK 23/1 finansal kiralama bedelinden kaynaklı olarak kiralayanca temerrüde düşürülen borçlunun borcunun otuz gün içerisinde ifa etmemesi durumunda kiralayanın sözleşmeyi feshedebileceğini, ancak malın mülkiyetinin sözleşmenin süresi sonunda kiracıya geçeceğinin taraflarca kararlaştırılmış olması durumunda bu sürenin altmış günden az olamayacağını hüküm altına almış bulunmaktadır. 3226 sayılı kanundaki bu düzenleme adi kiraya ilişkin B.K.260 ‘a ve B.K.288’e paralellik arz etmektedir.[112]

FKK 23.maddesi kiralayanın kiracıyı genel hükümler dahilinde temerrüde düşürüp kiracıya süre verip fesih hakkını kullanabilecektir. Tarafların sözleşmesinde kira bedellerinin hangi tarihte ödeneceği yönünde hüküm kurmaları karşısında genel hükümler uygulanacak olsa B.K. 101 gereğince herhangi bir ihtara gerek olmaksızın temerrüt oluşmuş olacaktı. Ancak FKK 23.maddesi bu konuda açık olarak ihtarın varlığını şart koşmaktadır.

Bu noktada dikkat edilecek olursa kanunun ilgili maddesinin ilk fıkrası kötü niyetli borçluları da koruyan bir düzenlemedir. Zira kiracı her kira bedelini ödemeyip kiralayan tarafından ihtar gönderilmesinin akabinde borcunu ödemekle temerrüt ve sonuçlarını engelleme hakkı kazanabilecektir. Böylece kiralayan ihtarla birlikte 30 ve 60 günlük sürelerde borcunu ifa ederek kiralayanın sözleşmeyi fesh etmesinin önüne geçmiş olacaktır. Yargıtay 19 H.D. 30/01/1996 tarih, 1995/11263E., 1996/753 sayılı kararında ihtar süreleri içerisinde kiracının kira bedellerini ödemesi durumunda kiracının sözleşmeyi ihlal olgusunun kalkmış olacağını ve kiralayanın fesih hakkının doğmayacağını belirtmiştir.[113] Bu kararda ilginç olan nokta ise Yargıtay’ın kiracıyı haklı bulup korumakla birlikte bu tip durumlarda birazdan inceleyeceğimiz FKK 23.maddenin 2.fıkrasından kaynaklı olarak kiralayanın çekilmezlik hakkını kullanabileceğidir. Yargıtay’ın kararının ilk bölümüne katılmamak mümkün değildir. Ancak kanunun düzenlenmesinde ihtara birkaç kez sebep olma durumunda kiralayana tanınmış bir hak olmamakla Yargıtay’ın çekilmezliğe dayalı bir kullanım hakkının olduğu görüşüne katılmadığımı ifade etmek isterim. Kanımca Yargıtay M.K. 2 anlamında iyi niyeti bu noktada ele almıştır. Ancak kanunun eksik düzenlenmiş olmasından dolayı her ne kadar kiralayan bir bakıma cezalandırılmış olsa da kanunu koyucunun eksik düzenleme ve kiracının kötü niyetli davranmasına imkan veren düzenlemesi karşısında kiracının yürürlükte olmayan bir düzenleme ile sözleşmenin feshine maruz bırakılması mümkün olmamalıdır. Kaldı ki 23.maddenin 2.fıkrası tam anlamıyla çekilmezlik olarak ta nitelenebilecek bir hüküm değildir.

İşte bu eleştirilecek durumun önüne geçmek babında tasarıda yürürlükteki kanunun 23.maddesine bir ilave yapılmıştır. Tasarının 31.maddesinde ilgili maddenin ilk iki cümlesi aynen kalmış, 3.cümlede ise aynen şu ibareye yer verilmiştir: ‘Bir yıl içinde sözleşmede yer alan kira bedellerinden ikisinin zamanında ödenmemesi nedeniyle ihtara muhatap olan kiracılarla yapılan sözleşmeler kiralayan tarafından feshedilebilir.’ Görüldüğü gibi Yargıtay’ın biraz önce incelediğimiz kararında borçluyu koruyan düzenleme ortadan kaldırılmıştır. Tasarıda yer alan düzenleme 6570 sayılı yasanın 7/e maddesine paralel bir düzenleme olmuştur. 6570 sayılı yasanın 7/e maddesine göre kira bedelini vaktinde ödememelerinden dolayı haklı olarak bir yıl içinde kendilerine iki defa yazılı ihtar yapılan kiracılar aleyhine ayrıca ihtara hacet kalmaksızın, kira müddetinin hitamında kiralayan tahliye davası ikame edebilecektir. Bu davanın ikamesine ilişkin şartlar kiracıya kira bedelini ödememesinden kaynaklı ihtar yapılmış olması, ihtarın yazılı olup hangi döneme ait kira bedelinin talep olunduğunun belirtilmesi, bir kira yılı içerisinde iki haklı ihtar yapılmış olması ve kira süresinin sonunu takip eden bir ay içerisinde tahliye davasının ikame olunmasıdır.[114] Tasarıda açıkça görüldüğü üzere kanun 1 yıllık zaman konusunda bir düzenlemeye yer vermemiş olmakla iki ihtarın farklı yıllarda da olabilmesine imkan tanımıştır. Ancak kanunda belirtilmemiş olsa da kanımca kiralayanın bu kanun yürürlüğe girip bu konuda kiracıya bir ihtar çekerken hangi kira bedelinin ödenmediğini açık olarak zikretmesi gerekecektir. KOCAAĞA mevcut 3226 sayılı kanunda iki haklı ihtara yer verilmediğini, yer verilseydi dahi 6570 sayılı kanunun ancak sözleşmenin süresi sonunda bir hak tanınmış olacağından bir fayda sağlamayacağını belirtmiştir. Ancak tasarıdaki hükümle yazarın tam da önerdiği çözüm yolu tatbik edilmiş olacak ve iki haklı ihtarın gerçekleşmesi ile birlikte sözleşmenin süresinin dolması beklenmeksizin kiralayanca finansal kiralama sözleşmesinin feshi talep olunabilecektir.[115]

4.1.2.TARAFLARDAN BİRİNİN SÖZLEŞMEYE AYKIRI HAREKETTE BULUNMASI

FKK 23.maddesinin 2.fıkrası bu fesih durumunu düzenlemektedir. Hemen belirtelim ki tasarının 31. Maddesin 2.fıkrası da değişikliğe uğramamıştır. Buna göre hem kiracı hem de kiralayanın borçlarından birini ihlal edip sözleşmeye aykırı davranması durumunda diğer tarafın sözleşmeyi feshetme hakkı bulunmaktadır. Bu hak bozucu yenilik doğuran bir haktır.[116] Bu feshin yapılabilmesi için sadece tarafların sözleşmeye aykırı hareketi yeterli olmayıp ayrıca bu hareketin diğer taraf yönünden sözleşmenin devam etmesini bekleyemeyeceği ağır bir sonuç yaratması gerekmektedir. Bu şartın gerçekleşip gerçekleşmediğini hakim her olayın özellikleri açısından ayrı ayrı incelmelidir.[117]

Tasarının 31.maddesi 23.maddeden farklı olarak 2 haklı ihtar dışında bir de 3.fıkra olarak bir hüküm ilave etmiştir: ‘Kiracı ve kiralayan arasında finansal kiralama sözleşmesi ile ilgili ihtilaflarda, mahkemece finansal kiralama konusu malın ihtiyati tedbir kararı alınarak kiralayana veya üçüncü bir kişiye bırakılması durumunda, kiralayana mahkemeye malın rayiç değeri kadar teminat yatırmak suretiyle mal üzerinde tasarruf edebilir. Şu kadar ki; sözleşmenin feshinin haksız olduğuna karar verilmesi halinde, kiralayan kiracının zararını tazminle yükümlüdür.’ İhtilafın sonucunda kiracı haklı çıkarsa kiralayan teminatı aşan zararı da kiracıya ödemek durumundadır. Maddede yer alan tasarruf terimi de mülkiyet hakkının devrinin yanı sıra bir başkasına kiralanması olarak anlaşılmalıdır.[118]

4.1.3.KİRACININ KİRALANANIN ZAMANINDA TESLİM EDİLMEMESİ NEDENİ İLE FESİH HAKKI

Yukarıda değinmiş olduğum üzere[119] FKK4.madde uyarınca kiralayanın borçlarından biri de kiracıya kira konusu malı sağlama borcudur. Sözleşme konusu malın FKK16.maddesi gereğince kiralayanın imalatçı ya da satıcı ile zamanında sözleşme yapmaması veya yapması gereken ödemeyi zamanında yapmaması ya da başka bir nedenle malı kiracıya teslim edilmemesi durumunda b.k. 106 hükmü uygulanacağını belirtmiştir. Temerrüt söz konusu olduğunda kiracı teslim için vereceği sürenin sonunda sözleşmeyi feshetmesinin yanı sıra kiralayanın kusuru var ise uğradığı menfi zarar ve ziyanı da kiralayandan talep edebilecektir.Eğer satıcı veya imalatçının kusuru nedeni ile teslim gecikirse kiracı yine B.K. 106’ya dayanarak sözleşmeyi feshedebilir. Ancak bu ihtimalde kiracı kiralayandan tazminat talep edemez. Zira malı ve satıcıyı bulan kişi kiracıdır. Hatta bu nedenle kiracı kiralayana karşı sorumlu olacaktır.[120]

4.2.FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN FESHİNİN SONUÇLARI

Fesih bozucu yenilik doğuran bir haktır. Bu hak tek taraflı bir irade beyanı ile kullanılıp karşı tarafın hakimiyet ulaştığı andan geleceğe etkili sonuç doğurur. Bu hakkın şarta bağlanması ve geri alınması mümkün değildir.[121] FKK 25.maddesi feshin sonuçlarını düzenlemektedir. Maddenin 1.fıkrasına göre kiralayanın sözleşmeyi feshetmesi durumunda kiracı malı teslim edecek, vadesi gelmemiş kira bedellerini ödemek durumunda kalacak, bunun yanı sıra kiralayanın bunu aşan zararından da sorumlu olacaktır. Kiralayan finansal kiralama konusu malı sözleşmenin feshinden sonra kiracıdan başkasına kiraya verirse iade edeceği kira gelirinin, fesih ile sona eren sözleşmenin fesih olmasaydı devam edeceği müddetçe olan toplamını kiracının ödememiş bulunduğu kira bedellerinden düşer ve arada kalan farkı kiracıdan talep edebilir.[122]

25.maddenin 2.fıkrası ise kiracının sözleşmeyi feshetmesini düzenlemektedir. Bu durumda da kiracı malı geri verecektir. Bunun yanı sıra kiracı uğradığı zararın tazminini kiralayandan talep edebilir. KOCAAĞA ‘ya göre burada malı satın alma hakkı olduğu takdirde kiracıya malı satın alması için bir hak tanınması gerekmekte olup bu hakkın tanınmamış olması kiracının fesih hakkını kullanmasını engelleyici bir etki yaratmaktadır.[123]

KOCAAĞA kiracının feshe kadar muaccel olup kiralayana ödenmemiş borçların da ödenmesi gerekeceğini belirtmiş ve kanuni faizle söz konusu kiraların ödeneceğini belirtmiştir. Burada kiracının kira bedellerini reeskont avans faizi ile ödemesi gerekeceği kanaatindeyiz. Kaldı ki finansal kiralama şirketleri kira bedellerinden kaynaklı faizleri çok daha yüksek oranlarda sözleşmelerde düzenlemektedirler.[124]

Tasarıda ise maddede belli değişiklikler göze çarpmaktadır. İlk fıkrada malın fesih tarihindeki değeri ile sözleşmeden kaynaklı vadesi gelmemiş finansal kiralama bedelleri ve kiralayanın bunu aşan zararının mukayese edileceği, malın fesih tarihindeki değerinin bu tutardan düşük çıkması halinde aradaki farkın kiracı yanca tazmin edileceği düzenlenmiştir. Bu belirtilen farkın yüksek olması durumunda ise aradaki farkın kiracıya ödeneceği düzenlenmiştir.

Tasarının 31.maddesinin 3.fıkrasında ise teminat olarak alınan ipoteklerin paraya çevrilmesinde İ.İ.K.150/ı maddesinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.Söz konusu hüküm gereği finansal kiralama sözleşmeden kaynaklı kira belleri ödenmez ve bu hususa ilişkin kiralayanca kiracıya ihtar edilmesi durumunda icra müdürü maddenin İ.İ.K. 149’a yollaması ile ilgililere icra emri gönderecektir. Kiralayanın ibraz ettiği belgeler kayıtsız şartsız borç ikrarını ihtiva etmese dahi Kiracı sekiz gün içerisinde notere ihtarla ilgili itiraz etmiş ise icra mahkemesine şikayet hakkı olacaktır. Kiracı takibin durdurulmasını ancak borcun sona erdiğini veya ertelendiğini resmi ya da imzası ikrar edilmiş belge ile sağlayabilecektir.

Tasarının 31.maddesinin 4.fıkrasında ise kiracının borcunun ödememsinden dolayı kiralayanın göndereceği ihtarlarda İ.İ.K.68/b hükümlerinin tatbik edileceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre sözleşmede gösterilen adres değişikliği yok ise eski adrese ihtarın ulaştığı tarih tebliğ tarihi kabul edilir. Kiracı gönderilen hesap özeti muhtevasına bir ay içinde itiraz etmez ise hesap özetinin gerçeğe aykırı olduğunu ancak borcu ödedikten sonra ileri sürebilecektir.

5.SONUÇ

1985 yılında 3226 sayılı kanunla Türk hukukuna dahil olan finansal kiralama ticari hayatta işletmeler için büyük önem arz etmekte ve işletmelerin mala sahip olmalarını kolaylaştırmaktadır. Ancak 25 yıllık süreçte uygulamada karşılaşılan sorunlar yeni bir kanun ihtiyacının ciddi biçimde ihtiyaç olduğunu hissettirmiştir. Bu nedenle çalışmamda finansal kiralama sözleşmelerinin sona ermesinde ve feshinde elimden geldiğince yeni tasarıda ne gibi değişikliklerin bulunduğunu ve tatbikatta ne gibi sorunların çözüme kavuşturulması gerektiğini incelemeye çalıştım.

Bu değişikliklerden 31.maddenin ilk fıkrasına eklenen son cümle oldukça isabetli olmuş ve yukarıda makalemde verdiğim Yargıtay kararı ile karşılaştırıldığında kiralayanın mağduriyeti bertaraf edilmiştir. Kiracı yürürlükteki kanunun ilgili maddesi gereğince otuz ve altmış günlük süreleri kötüye kullanmasına imkan sağlayan düzenlemeden iki kere bunun vukuu bulması durumunda feshetme hakkı tanınmış ve 6570 sayılı kanunun 7/e maddesine paralel bir düzenleme getirilmiştir. Bu son derece isabetli olmuştur.

Diğer bir değişiklik az önce belirttiğim gibi 31.maddeye eklenen 3 ve 4. fıkralardır. Kanun koyucu bu açıdan icra işlemlerinde alacaklı tarafı koruyucu hükümlerden kiralayanın istifade etmesini kolaylaştıran İ.İ.K. hükümlerine atıfta bulunmuştur. İpotek yönünden 150/I maddesine yapılan atıf son derece yerindedir. Uygulamada finansal kiralama şirketlerinin zaten elinde tüm kira bedellerine ilişkin bono kozu bulunmakta olup buna ilaveten bonolardan bir tanesinin ödenememesi durumunda diğer bonolarında muacceliyet kesbedeceğini ihtiva eden bir hüküm yer almaktadır. Finansal kiralama şirketleri İ.İ.K.nın cevaz vermesi ile aynı anda hem bonoları icraya koymakta hem de ipoteğin paraya çevrilmesi ile icra takibi yapmaktadırlar. Her ne kadar aynı borçtan kaynaklı iki takip yapılmakta ise de kanun koyucu bunu istisna olarak düzenlemiş bulunmaktadır. Kiralayan açısından değerlendirildiğinde bu uygulamanın da çok yerinde olacağı söylenebilir.

[1] KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.3



[3] YAVUZ Cevdet – Türk Borçlar Kanunu ve Özel Hükümler S.407-408


[4] PAUL Lisa – World Leasing Yearbook 2009 – Euromoney Yearbooks S. 435


[5] TUĞLU&ATİLLA Finansal Kiralama Kanunu ve Vergi Kanunlarına Göre Finansal Kiralama İşlemleri S.17


[6] ERGÜL&DUMANOĞLU Finansal Kiralama S. 1


[7] - http://www.mu.edu.tr/sbe/sbedergi/dosya/3_8.pdf Muğla Universitesi SBE Dergisi Bahar 2001 Sayı 3 iSLETME KAYNAKLARININ ETKiN KULLANILMASI ACISINDAN FiNANSAL KiRALAMA VE MUHASEBE UYGULAMASI Fehmi KARASiOĞLU*


[8] EROLAHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA – Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.90-91


[9] EROLAHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA – Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.113



[11] PAUL Lisa – World Leasing Yearbook 2009 – Euromoney Yearbooks S. 436


[12] KOÇ MEHMET – Finansal Kiralama (Leasing) S. 47


[13] KOÇ MEHMET – Finansal Kiralama (Leasing) S. 48


[14] KOÇ MEHMET – Finansal Kiralama (Leasing) S. 49



[16] KOÇ MEHMET – Finansal Kiralama (Leasing) S. 53-54



[18] KOÇ MEHMET – Finansal Kiralama (Leasing) S. 53-54


[19] YAVUZ CEVDET – Borçlar Hukuku Dersleri(Özel Hükümler) S. 212



[21] Corpus.com.tr - Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 06/03/2006 tarih, 2006/1573E., 2006/4334 sayılı kararı


[22] ALTOP ATİLLA - Finansal Kiralama Sözleşmeleri’nde Asgari Süreye ve Devir Yasağı’na İlişkin Son Gelişmeler http://demirdemirhukuk.com/AA-Makale1.pdf


[23] AYRANCI HASAN – Sözleşmelerin Yüklenilmesi S. 113


[24] AYRANCI HASAN – Sözleşmelerin Yüklenilmesi S. 96


[25] ALTOP ATİLLA - Finansal Kiralama Sözleşmeleri’nde Asgari Süreye ve Devir Yasağı’na İlişkin Son Gelişmeler http://demirdemirhukuk.com/AA-Makale1.pdf


[26] EROLAHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.120


[27] YAVUZ CEVDET – Borçlar Hukuku Dersleri(Özel Hükümler) S. 158


[28] EROLAHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.119


[29] EROLAHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.121



[31] EROLAHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.262


[32] KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.74


[33] KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.75


[34]EROLAHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.263


[35] KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.76


[36] EROL AHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.264


[37] OĞUZMAN M.KEMAL&ÖZ M.TURGUT – Borçlar Hukuku Genel Hükümler S. 406


[38] OĞUZMAN M.KEMAL&ÖZ M.TURGUT – Borçlar Hukuku Genel Hükümler S. 407


[39] OĞUZMAN M.KEMAL&ÖZ M.TURGUT – Borçlar Hukuku Genel Hükümler S. 408


[40]KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.77


[41] EROL AHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.265


[42] KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.78


[43] OĞUZMAN M.KEMAL&ÖZ M.TURGUT – Borçlar Hukuku Genel Hükümler S. 864-865


[44] OĞUZMAN M.KEMAL&ÖZ M.TURGUT – Borçlar Hukuku Genel Hükümler S. 295


[45] KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.79


[46] Garanti Finansal Kiralama A.Ş. nin finansal kiralama sözleşmesi örneği


[47] Corpus.com.tr - 19 Hukuk Dairesi 26/11/2004 tarih, 2004/1917 E, 2004/11686 sayılı kararı


[48] Corpus.com.tr - 19 Hukuk Dairesi 01/01/2005 tarih, 2004/8093 E, 2004/1594 sayılı kararı


[49] KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.80


[50] ÖZAKMAN Cumhur - Finansal Kiralama Sektörünün Vergisel Boyutu Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun Tasarısı – Seminer 2009 (FİDER) S.79


[51] KOÇ MEHMET – Finansal Kiralama (Leasing) S. 75


[52] EROL AHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.267


[53] KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.86-87


[54] EROL AHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.270


[55] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.124


[56] PAUL Lisa – World Leasing Yearbook 2009 – Euromoney Yearbooks S. 439


[57] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.126


[58] KOÇ MEHMET – Finansal Kiralama (Leasing) S. 76


[59] EROL AHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.271


[60] KOÇ MEHMET – Finansal Kiralama (Leasing) S.77


[61] EROL AHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.273


[62] http://www.ankahukuk.com/index.php?option=com_flexicontent&view=items&cid=154:hukuki-makaleler&id=1647:satm-cin-brakma-soezlemesi-ile-lgili-yargtay-uygulamasnda-acklamal-bir-oernek&Itemid=126


[63] KOÇ MEHMET – Finansal Kiralama (Leasing) S.79


[64] KOÇ MEHMET – Finansal Kiralama (Leasing) S.81


[65] KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.89


[66] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.136


[67] EROL AHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.275


[68] ROSEN HOWARD – Leasing Law in the European Union – Euromoney Books 1994 - London


[69] Corpus.com.tr - Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin28/03/202 tarih, 2001/5068E.,2002/2302 sayılı kararı


[70] KOÇ MEHMET – Finansal Kiralama (Leasing) S.83


[71] Garanti Finansal Kiralama A.Ş. nin finansal kiralama sözleşmesi örneği


[72] KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.90


[73] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.149


[74] REİSOĞLU Seza - Finansal Kiralama Sözleşmeleri ve Uygulama Sorunları (SAYFA 47 VE DEVAMI)


[75] YAVUZ CEVDET – Borçlar Hukuku Dersleri (Özel Hükümler) S. 168


[76] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.149


[77] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.149


[78] EROL AHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.281


[79] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.149


[80] KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.91


[81] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.149


[82] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.150


[83] OĞUZMAN Kemal & ÖZ Turgut Borçlar Hukuku Genel Hükümler S. 773


[84] OĞUZMAN Kemal & ÖZ Turgut Borçlar Hukuku Genel Hükümler S. 783


[85] http://www.vergiturk.com/ack/as3.htm


[86] BOLAYIR Nur - Haluk Konuralp Anısına Armağan S. 25


[87] BOLAYIR Nur - Haluk Konuralp Anısına Armağan S. 27


[88] MUŞUL Timuçin – İflasın Ertlenmesi S. 170


[89] BOLAYIR Nur - Haluk Konuralp Anısına Armağan S. 28


[90] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.151


[91] BOLAYIR Nur - Haluk Konuralp Anısına Armağan S. 5


[92] BOLAYIR Nur - Haluk Konuralp Anısına Armağan S. 8


[93] BOLAYIR Nur - Haluk Konuralp Anısına Armağan S. 10


[94] BOLAYIR Nur - Haluk Konuralp Anısına Armağan S. 11


[95] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.151


[96] BOLAYIR Nur - Haluk Konuralp Anısına Armağan S. 15


[97] KURU Baki&ARSLAN Ramazan&YILMAZ Ejder – İcra ve İflas Hukuku S.382


[98] AKŞENER Haşmet Sırrı – İcra ve İflas Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları S. 64


[99] AKŞENER Haşmet Sırrı – İcra ve İflas Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları S. 73


[100] BOLAYIR Nur - Haluk Konuralp Anısına Armağan S. 15


[101] KUNTALP Erden Finansal Kiralama Kanuna Göre Finansal Kiralama(Leasing) Tanımı ve Hükümleri S.92


[102] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.152


[103] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.153


[104] http://notoku.com/fiil-ehliyeti/


[105] http://notoku.com/fiil-ehliyeti/


[106] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.153


[107] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.154


[108]EROL AHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.283


[109] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.155


[110] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.155


[111] OĞUZMAN Kemal & ÖZ Turgut Borçlar Hukuku Genel Hükümler S. 761


[112] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.157


[113] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.159


[114] YAVUZ CEVDET – Borçlar Hukuku Dersleri (Özel Hükümler) S. 163


[115] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.159


[116] EROL AHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.283


[117] EROL AHMET & YILRDIRIM A.ERCAN &TOROSLU M.VEFA - Tüm Yönleriyle Finansal Kiralama (Leasing) S.283


[118] ÖZAKMAN Cumhur - Finansal Kiralama Sektörünün Vergisel Boyutu Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun Tasarısı – Seminer 2009 (FİDER) S.81


[119] Bak. 2.1.4.


[120] REİSOĞLU Seza - Finansal Kiralama Sözleşmeleri ve Uygulama Sorunları (SAYFA 47 VE DEVAMI)


[121] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.161


[122] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.162


[123] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.164


[124] KOCAAĞA KÖKSAL – Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama(Leasing Sözleşmesi) S.162

1,945 views0 comments
bottom of page